Yıllardır zihninden ve gönlünden damıttıkları evime misafir olan, kalemini gün be gün geliştiren yazarın aslında ilk cinayet romanı değil bu kitap. Pedina ve Şeb serisi ilk göz ağrısı. Sana Kendimi Anlatsam'da da farklı hayat tarzlarının bir cinayet ile buluşması söz konusu olsa da bizi burada, günümüzde eleştirmenin din düşmanlığı sayıldığı bir tabu karşılıyor. Tarikatların gölgesinde yaşayan kadınlar ve mesleğini gereğince yerine getirmeye çalışan bir polis... Yeni yayınlanmaya başlayan Kızıl Goncalar adlı dizi ile - asıl konuyu göz önüne aldığım zaman - benzerlik gösterdiğini söyleyebilirim. Bu kitap diziden önce yayımlanmıştı ve eminim dizi yahut film olsaydı onun kadar ses getirirdi. Siz de kendi küçük dünyasında sıkışıp kalan Habibe'ye ve o dünyaya yabancı, fütursuzluğu kendine maske edinen Afşar'a şans verin.
Bir kadın cinayeti, gizemli aile, artan cinayetler, merak, korku ve aşk. Mektuplar. Cinayet. Düğüm. Aşk. Sorular. Sırlar. Polis. Adalet. Karanlık. Uçuruma vardığınızda ya her şey için geçse? Habibe ve Afşar düşerken birbirinin ellerini tutabilecekler mi?