"Gün leyl-e vardı..
İnsanlık rüyalar alemini arşınlarken ben ise sukut-ü hayal durağında ciğerlerime dolan sessizlik ile boğuşuyorum. Sol yanımda garip bir his. Acının tatlı bir tebessümü misali. Hayat, bir film şeridi gibi akıyor gözlerimin önünden. Başrol muyum yoksa bir figüran mı? Gözlerim hafiften ağırlaşmaya başlıyor. Direnmek çölde bir vaha misali. Göz kapaklarım birbirine kavuşsa Mısır'a hayat veren Nil misali dolu dizgin akacak.
Direnişin her bir zerresi acının rengini koyulaştırıyor. Göz yaşlarını azad edip 'beyaz'a mı ulaşmalı yoksa 'siyah' içinde kayıp mı olmalı? "
"Sokak lambaları fersiz ve bitkin
Issızlık zifiri karanlığa sırdaş olmuş.
Arka fonda bir takım sevda noktaları
Kaldırımlarda ay ışığı raksa tutuşmuş
Sırtımda sevda yüklü bohçalarımla
Dolaşıp dururum köhne sokaklarında
Külhanbeyi misali
Sana yaraşır bir kaç mısra haykırarak.. "