Konuşacağınız ne çok şey vardı, sustunuz.
Sayfa 53
"Ben benzerlerinin kanıyla beslenen yırtıcı kuşlardan değilim. Ben benzerlerinin ızdırabı karşısında üzülen yegâne canlı, yani insanım. Bundan ötürü zavallı bir atmacaya benzetilmeye razı olamam,"
Sayfa 49
Reklam
İnsanların diğer insanların ızdırabına duyarsız kalmasıydı olsa olsa ölüm.
Sayfa 49
Fili, atı, köpeği, maymunu, kediyi evcilleştiren insan, sıra kendi duygularına gelince ilkel halleriyle korumaya çalışıyor onları. Sevincine ve üzüntüsüne hükmetmek yerine sevincinin ve üzüntüsünün kendisine hükmetmesine izin veriyor. Tam yarışı kazanacakken dizginleri elinden bırakıyor jokey. Tam karşı tarafa geçecekken sırık elinden düşüyor cambazın. Dengenin bozulduğu an, işte bu andır. Sevincin deliliğe, üzüntünün bataklığa döndüğü an.
Sayfa 69 - ŞULEKitabı okuyor
Kalbiniz atarken yanınızda serinleyemeyenlerin, kalbiniz durduğunda ormanınızda serinlemeleri üzmesin sizi. Yaşarken içlerine su serpmediniz, bari öldükten sonra yüzlerine gölge serpin.
Sayfa 53 - ŞULEKitabı okuyor
Nefes alıp vermemizin güçleştiği günler vardır. Hiçbir şey yapmak istemediğimiz anlar. Hayat bir kedi gibi köşeye sıkıştırmış, kaçacak yer bırakmamıştır ruhumuza.
Sayfa 51 - ŞULEKitabı okuyor
Reklam
Bir işarete ihtiyacımız var, bir esintiye, bir karınca izine hatta.
Bizi kaptan yapan şapkamız ve sırmalarımız değil, dalgalara ve rüzgara rağmen pusulamızdan kopmayan irademizdir.
Bir babanın eve dönüşünden daha büyük bir haber olabilir mi? "Babam geldi! Babam geldi!"
Bir ömür sevdiklerimizin yanından geçip gidiyoruz saklayarak kelimelerimizi. Yoksulların yanından ceplerimiz dolu geçip gitmek gibi bir şey bu. Kızarmasın diye yüzümüz, adımlarımızı hızlandırarak.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.