Evrende herşeyin bu kelime ile güç kazandığı belirtilerek, bizim de aynı yolla zorlukları aşabileceğimiz ifade edilmektedir. Ayrıca sunulan nimetlerin bedelinin üç şey olduğu anlatılmaktadır: Zikir (Bismillah), fikir (Yaratıcıdan geldiğini anlamak) ve şükür (Elhamdulillah). Nimet elçilerini abartıp gerçek nimet vereni tanımamanın büyük ahmaklık olduğu vurgulanarak her işimizde Allah'ın adıyla hareket etmemiz önerilmektedir.
Cinci Nezir koşarak geldi.Yan yana oturup biraz önce edildiği çocukların sırtlarına yavaş yavaş vurarak pehlivan duasına başladı: -Allah Allah bismillah ... Burası er meydanıdır maşallah! Güreşimiz kıran kırana. Hasmın kelleci ise de. Ey Recep pehlivan,dur gayet merdane...Kelleci sen de iyi bak karşındaki Recep pehlivana.El elden demişler üstün...Göbek havaya girince mızıklanma, bil ki yenik düştün...Karamanın koyunu...Acı kuvvet bozar oyunu...Sakın kendini tırpandan ,kaz kanadından ...Gücün yetmezse ayıp değil,pes et geç inadından...Çengeli,kılçığı, sarmayı,kündeyiunutma...Karşındaki pehlivandır,boş gösterirse de gevşek tutma ...Peşkire,kazana bakmak yok... Üstteyim diye gerinme,alttayım diye yerinme ...Er meydanına saldım iki can... Pirleri Hazreti Hamza pehlivan... Haydi bre yiğitler hayde hayda! Tanrı yardımcınız ola...
Reklam
Efendimiz'in (s.a.v) kabrindeki yeşil türbeyi son kez restore ettiren kişi Sultan II. Mahmud'dur. İstanbul'dan projeyi yönetecek yetkililer gelir ama kubbe inşaatında kararsızdırlar. Onları tereddüde sevk eden şey, Efendimiz'in (s.a.v) mübarek huzurlarında, nasıl bir edep takınmaları gerektiği hususudur. Sonunda bir karar alınır ve kubbe inşaatında bulunurken hiç dünya kelamı konuşmazlar. Yani bir diğerinden tuğla isterken, "Bismillah" diyecektir, öbürü berikinden çekiç isterken "Lailaheillallah" diyecektir. İşte bu harikulade güzel kubbe, ecdadımızın bu hassas anlayışı ile inşa edilmiştir.
Sen benim olamadıklarım ol İyi ol mesela, mutlu ol, huzurlu ol Ve seni bana sevdirene emanet ol…
Adem Baba girer... Sahnede bir elma ağacı,ağacın üstünde de "elma yemek yasaktır" yazılı bir tabela vardır. Adem baba buna rağmen bir elma koparır, tam ısıracakken, Havva girer... HAVVA : Dur! Sakın yeme! O elmayı yemenin yasak olduğunu bilmiyor musun? Tabelayı görmedin mi? ADEM : Hey Allah'ım, bismillah dedik, yasaklar başladı.
"Gitmek diye bir memleket yapmışlar, taşı toprağı ayrilik..."
Reklam
"Gece gelen misafir gibidir hüzün, yer yatağı yaparsın ona kalbinde..."
"Ben nesli tükenmekte olan bir gülüşün sahibine aşığım..."
"Birinci dereceden yakınım olur hüzün..."
"Benim sustuklarım, sizin raflarınızdaki kitaplarda yazmıyor..."
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.