Fakat yapayalnızım, korkunç derecede yalnız. Bir başıma ben... Kendimden başka yoldaşım, dostum yok. Yükselirken dengemi kaybedip elimi uzatırsam tutacak kimse yok.
Eğer insanlar eylemlerinden herhangi birisinin er ya da geç hiçbir karşılığının olmayacağından emin olsaydı, kimse parmağını kıpırdatmazdı. Tanrı bile dualar ve kurbanlar vasıtasıyla istiyor ücretini ve ödemeyenler için özel olarak hazırlanmış ebedî cehennem hapishanesi var.
Reklam
Övgüler hiç ama hiç umurumda değildir, pohpohçuluktan nefret eder, dolambaçlı sözlere tahammül edemem.
Bir insanın içindeki tüm kötülüğü görür başkaları... Lanet olası dikkatinden hiçbir şey kaçmaz. Görmediğini tahmin eder, tahmin edemediğini ise sezer. İnsanların, yakınındakilerin gözündeki çöpü görmekteki başarısı yeni bir şey değildir.
Aslında kimse kendini tanıyamaz; hissettiği, düşündüğü ve yaptığı her şeye ciddiyetle bakıp açık açık söyleyemez. Zeki öz sevgi, pek kurnaz kendini beğenmişlik, çıkar hesapçılığı, korkak utanç, yüzsüz böbürleniş her daim gizlemek, örtmek, bahane üretmek ve aklamak için orada durur.
Bu hayatın sadece bir kez yaşandığını biliyor ve iyi yaşamak istiyorum.
Reklam
Kim demiş benim ölmem gerektiğini? Ölmek mi? Yani ben de mi ansızın nefes almayı, görmeyi, hareket etmeyi, acı çekmeyi bırakacağım? Başkaları gibi mi yapacağım? Herkes gibi mi? Bütün insanlar ölür. Çok teşekkür ederim ama bu size iyi bir gerekçe gibi gözüküyor mu? Ölmek isteyen ölsün: Ben benim, başkası değil. Hadi be siz de!
... eğer insanı kusursuzlaştırmak istiyorsak, ruhunu mükemmelleştirmeliyiz.
Akıldan başka gücüm, ölülerden başka dostum, kitaplardan başka zevkim yok.
Hiç kimse hiç­ bir şey için, bu böyledir ve başka türlü olamaz, diyemez. Hiçbir soruya hep aynı şekilde tek bir yanıtla cevap verilemez. Konuşan her insan kendine göre haklıdır, ona karşı gelen de kendine göre haklıdır ve birinciyle ikinciye, muhtemel bir dördüncüye karşı gelen de kendine göre haklıdır. Zaman zaman bunu kabullenme­miz gerekir: Bir delinin de kendine ait konuları vardır ve onları bilgelikle dinlemek lazımdır.
Reklam
Ve mikroskobun merceğine eğiliyor ve ne görüyorum? Her gün çıplak gözlerle gördüklerimin aynısı­nı: Küçük bir dünyada birbirlerini yutan küçük canlılar.
Öyküler, efsaneler, trajediler de neymiş! Canı sıkılan kâğıt oynasın ya da kendini denize atsın!
İnsanların hemen hemen hepsi, altmış yaşında bile olsalar, çocuk gibidirler...
Kendim olmak, tek başıma kendi kendimin ve kendi şeylerimin ayrık, özgür, bağımsız, yegâne ve yasal sahibi olmak istiyorum. Ben adası olmayan bir Robinson’um.
Ben henüz kendimi tanımıyorum. Kendimi o kadar çok kur­caladım ki ruhum şimdi, birçok anatomi masasında görülenler gibi, bölük pörçük ve parça parça, cansız, tüm sinirleri açıkta ve karmakarışık. Kendimi tanımıyorum. Kendi sesimi tanımıyorum. Konuştuğum zaman sözcükler gerçekten benden mi yoksa arka­ma saklanmış kötü huylu bir suflörden mi çıkıyor bilmiyorum.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.