Türkçe şiirin en önemli isimlerinden biri olan Altıok hayatını (felsefe öğretmenligi yaptığı) Bingöl’den önce ve Bingöl’den sonra diye ayırır hep. Bingöl’den sonra şiirinin bambaşka bir hal aldığını, dünyasının başka bir mecraya girdiğini defalarca dile getirmiştir Altıok.
Altıok’un bahsettiği derin etkilerin en çarpıcı olarak hissedildiği olay 1980’lerin ortalarındaBingöl’de iki gerillanın cenazelerinin teşhir edilmesi olayıdır. Altıok katledilen gerillalar için bir şiir kaleme alır. Ve öyle yakındır ki onlara, çırılçıplak teşhir edilen kadın gerilla için “kızım” der.
Altıok’un bu ağıdı ve onun evvelinde gelişen olayların tek kaydı Epigraf dergisine verdiği bir röportaj. Bu röportajda Altıok, Bingöl için “benim için ikinci üniversite oldu” der ve anlatmaya başlar:
“Bir gün Bingöl’e iki ceset getirdiler. Bingöl bu ölülerle çalkalandı. Herkes görmeye gidiyor. Ben de gittim. Morga götürüyorlardı cesetleri. Biri erkek, daha bıyıkları terlememiş, öbürü bir kız. Erkeğin elbiseleri üstünde, kız çırılçıplak. Ama erkeğin yüzü dümdüz, burnu yok, baldırından da lop et koparılmış, parmakları mürekkepli. Parmak izi almışlar. Çok etkilendim bu olaydan ve tabii rakıya vurdum. Sonra bir de şiir yazdım”
Altıok’un o gün kaleme aldığı şiir şöyledir:
“Öyle ak öyle ak ki teni
ipekten biçilmiş sanki
duyulmamış bu yüzden üstünü örtmek gereği
Çırılçıplak incecik, sedyede bir kız cesedi
Onparmağı boyalı
Bulaşmış ıstampa mürekkebi
Bir kızım sağsa eğer
bir kızım morgta şimdi”