Ömür İklim Demir, kalbini yalnızlıkla terbiye eden insanları, birbirini ıskalayan hayatları, eskidikçe güzelleşen, güzelleştikçe insanı dibe çeken anıları koyuyor önümüze...
"İçler Dışlar Çarpımı”, 37 yaşındaki Melda Hanım’ın on yıllık eşinin vefatından sonra hayatının geri kalanını dolduracak birisiyle tanışmak istediği için gazeteye ilan vermesi, ona cevap olarak İhsan Bey’in yazması, devamında mektuplaşmaları ve buluştukları günü anlatıyor. Yazarın İhsan Bey karakterini çocukluğundan şimdiki yaşına kadar seçtiği anlatım biçimi mektup. İhsan Bey’in mektuplarına kadar olan kısımda Melda Hanım’ın şimdiki hayatıyla ilgili fikir edinirken İhsan Bey’in mektuplarıyla birlikte bir biyografi öyküye yer veriliyor...İhsan Bey’in sağ-sol çatışmalarında çektiği çilelerle ve kayıpların ayrıntısıyla yeni bir üretime geçiliyor.
“Vasati 40 Yaş” adlı ikinci öykü birinci öyküyle kesişmektedir. Bu öykü bir bankada çalışan Taner’in iş çıkışı İstiklal Caddesi’nde yürümesi ve gördükleri üzerinedir. Yine ilk öyküdeki gibi sürpriz sonlu olan bu öyküde Taner birinci şahıs anlatıcı olarak biraz aylak adamlığını, biraz ıssız adamlığını, biraz kaybedenler kulübünden fırlamışlığını anlatır.
İs bağlamış sokakları, naftalin kokan paltoları, dördüncü ayakta yatan kuponları, hizada bekleyen bıyıklı tuzlukları, intihara meyilli tahta mandalları, hikâyesi hiç bitmeyen sokak bilgelerini, mesai mesai deliren beyaz yakalıları ve günlük yaşamın lime lime ettiği bütün evhamlı ruhları anlatıyor.