Geldik gidiyoruz, bütün mesele "aşk ile ânı seyretmek."
Kitabımız Kemal Sayar ve Saadettin Ökten'in Radyo'da Gönül Sadası programında gerçekleştirilen konuşmalarından oluşmaktadır. Kemal Sayar'ın da dediği gibi tam bir gönül ziyafeti. Radyo sever biri olarak canlı dinlemeyi hayal ettim de tadından yenmezmiş:)))
Bu
Kim geleceğini bilir, kim geçmişini unutur.İlk aşk mıdır önemli olan, son aşk mıdır ders verdiren ?
Nurullah Genç aşkın, sevginin, dostluğun, ailenin, doğanın, yaşamın, tabiatta ki yaşamın, kalbin dehlizlerini, bam tellerimizi, zihnimizin karanlık köşelerini birbiri ardına bir ipe boncuk dizer gibi kalemden kağıda bir yol haritası çıkarmış.Bu topraklarda senin gibi bir şaire yer verdiği için Allah’a şükürler olsun.
Mahrem ve münzevi tüm kitaplarının toplandığı bir külliyattır.Beni her şiiri hemen hemen aynı etkiler.Çünkü Anadolu’yuz biz .Esen rüzgarın ılıklığı , kavruk tende ki ter damlası, tarlaların başağı, bayram sabahlarının neşesini hep derinden bir huzurla yaşamaktayız.O yüzden bu kitap bizim için bir vuslat, bir kavuşma, bir sevinç ve bir hüzün barındırır.Kitaplığınıza yerini ayırın
Aslına bakarsanız bizim davamız anadolu topraklarındaki açlığı, yokluğu, sefaleti ve cehaleti yenme davasıdır. Ama yinede bizimkisi bir keskin inanacın bir başka keskin inanaçla bir adanmışlığın bir başka adanmışlıkla sonuçta bir davanın bir başka davayla kavgasıdır. Sağ/sol kelimeleri iğreti biçimde sırtımıza tutturulmuştur. Ne sağcılık bizim ne de solculuk onların. Ne biz faşistiz ne de onlar komünist! Hepimiz sağımızla solumuzla ANADOLUYUZ, ihmal edilmiş akıl, israf edilmiş enerji, işlenmemiş toprak ve inkâr edilmiş değerleriz biz. Sağıyla soluyla davamız adam yerine komulmamaya, itilmişliğe, örselenmeye, yoksulluğa, geri kaşmışlığa bir başkaldırıdır. Ancak devrimciler bunu kabul etmiyor.
Mali durumları bozulan bir ailenin vişne bahçelerini satması, eski bir kölenin zenginleşip afra tafrası. Kitap neydik ne olduk konusunu ele alıyor. Ülkemizle Rusya’yı (o dönemde ve günümüzde) düşünsel olarak kıyaslarken buldum kendimi.
Biz Türklerin aksine (malumunuz boğazı sıkmak, elimizi taşın altına koymak, tüm toplumsal normlarımızda yaygın bir durumdur) Ruslarda toplumsal yapı değişirken büyük afallamalar oluyor. Beş parasız kalıyor ama lüksünden ödün vermiyorlar. Bağı bahçesi ne varsa satıyor ama en kaliteli entarileri giymezse sokağa adım atmıyorlar. Türkler öyle mi? Acımızdan ölürüz de toprak satmayız. Lüksün doruklarda olduğu ailelerde bile zevke ‘ne gerek var’ der; elaleme duyurmayacağımız, elalemin imrenmeyeceği lüksü avam sayarız. Biz zengin olmayız ama fakir de kalmayız. Ne Anadolu’yuz ne Avrupa arada kalmış sıkışmış bir ülkenin arada kalmış evlatlarıyız.
Vişne BahçesiAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201615,8bin okunma
Türk ya da Kürt, Alevi ya da Sünni
Laz ya da Çerkez, Fener ya da Cimbom
Biz puzzle'ız, biz Anadolu'yuz, biz bölünemeyiz, bak bu plaka yerli
Ermeni, Rum komşum da çoktur ama aramızda hiçbi' problem yoktur
Politikada savaş olsa bile, geçinip gideriz, bize göre hava hoştur
Bizde akıl var, benim gibi düşünen çok
Bizi bölmek isteyen var, bizi bölebilecek olan yok
Bizi gömmek isteyen varsa bu imkansız
Biz birlikle, özgürlüğün tadını almış bir toplumun torunuyuz
Yaşasın barış, yaşasın özgürlük...