ne eski bir tango melodisi, ne de siyah önlüklü bir mektepli kız resmi, hayır beni on sekiz yıl evvelki o tatlı hatıraları alemine atan, gazetede götürdüğüm iki satırlık, kupkuru, alalade bir kiralık ilanı oldu.
o anda pendik sahilleri birden gözümde canlanıverdi. o köşk...o köşkün bizim bahçeye bakan penceresi...ve o pencereden mahinur...sarı
Birden öteden, uzaktan dağın dibinden onlara doğru dalga dalga bir ses geldi. Karıncalar bu sesi, bu türküyü çok eski zamanlardan beri tanıyorlardı ya unutup gitmişlerdi. Kulak verip sesi dinlediler. Ve hemencecik de, türküyü duydukları anda kıçlarını ağaçlardan çektiler: Türkü gittikçe çoğalıyordu. Doğudan, batıdan, güneyden, kuzeyden geliyordu.