Güvenli bir yerdir diyorum susmak Kimin umrunda, biz ki tehlikeli ve başarısız Açmışız sesini bütün ağaçların...
Sayfa 38 - Profl K.Kitabı okudu
Ağustos Şiiri
Yüreğim sızlıyor bu roman iyi bitmeyecek Beterin beteri var diyenlere inanmıyorum Hep böyle havalar besler fırtınaları Korkarım bu mavi ışık çabuk sönecek Duymazdım durgun suların bezgin türkülerini Alışmak ölümün bir başka adıymış bilmezdim Bir yangın sonu yorgunluğu yakıyor avuçlarımı Bir rüzgar kulaklarımdan hiç eksilmiyor Esirgenmiş bir
Reklam
Cennet için ibadet EDILMEZ!
Biri bize dese ki al şu bin lirayı bir hafta sonra evimi taşıyacağım, bana yardım edersin. Bir hafta sonra ona yardım etsek, sonra ona desek ki: Sana yardım ettim, bunun karşılığında bana ucret vermelisin. O da demez mi peşin verdiğim ücretini nasıl unutursun! Allah o kadar nimeti peşinen vermiş bize, ücreti almışız yani, o halde yaptığımız ibadetler için bir karşılık beklememiz hata olur. Bediüzzaman der ki: Ey nefis! Ubudiyet, mukaddeme-i mükâfat-ı lâhika değil, belki netice-i nimet-i sâbıkadır. Evet biz ücretimizi almışız. Sözler - 360
HAKİKATİ DÜŞMANDAN ÖĞRENMEK!
Siyonist işgal rejiminin eski başbakanlarından Menahem Begin'e bir basın toplantısı esnasında Hollandalı bir gazeteci tarafından şöyle bir soru yöneltilir. Soru çok manidardır. Şöyle diyordu sorusunda Hollandalı gazeteci: "Hz. Muhammed'in İsrail oğullarıyla ilgili bir beyanatı, bir mesaj. bir haberi, bir hadisi var. Orada diyor ki Müslümanlar Yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Bu savaşta Müslümanlar Yahudileri öldürürler. Hatta bir Yahudi taşın, ağacın arkasına gizlenir. Bunun üzerine o taş, o ağaç, -Ey Müslüman, Ey Allah'ın kulu! İşte arkamda bir Yahudi. Gel, onu öldür- der. Yalnızca garkad bir şey söylemez. Zira o, Yahudilerin ağaçlarındandır. Neticede böyle olacağını söylüyor. Bu söz için ne dersiniz, bunu nasıl değerlendirirsiniz, daha önce bu sözü işittiniz mi?" Begin'in cevabı aynen şöyledir: "Biz 6 yaşındayken bizi okutmaya gelen hahamımız Muhammed'in (as) sözünü bize aynen anlattı. Yani ben bu sözü 6 yaşındayken işittim. İşte biz de Yahudiler yani İsrail oğulları olarak bu sözün karşısında tedbirimizi almışız, almaya devam ediyoruz. Tezgahlarımız, ajanlarımız, teşkilatlarımız, elemanlarımız öyle çalışıyoruz ki Muhammed'in (as) haber verdigi bu ümmet meydana gelmesin diye her tedbiri almışız." Yine aynı Begin, "Ey Araplar, bizi yenemezsiniz. Çünkü biz 24 saat çalışıyoruz. Bizi yenmeniz için 25 saat çalışmanız gerekir." diyerek acı da olsa bir hakikate parmak basıyor.
Uzunca yıllar benim benzerim düşünen, giyinen, inanan, yaşayan insanlarla birlikte yürümeye gayret etmişim. Kendim gibilerden farklı bulduğum insanlara hep mesafeli durmuşum. Onları okumamış, dinlememiş; onları merak etmemişim. Hep aynı çeşmeden su içmişim. Dar bir çevrede hep aynı cümlelerle yaşayıp gitmişim 30 küsur yıl. Ne garip. Şimdi okuyor, araştırıyor, merak ediyor, düşünüyorum. Ne zengin düşünceleri varmış onların da. Ne bütünleştirici, ne güzel cümleleri varmış. Hayret etmek bence insana verilen en güzel armağanlardan biri. Hayret ediyorum. İnancı, düşüncesi, ideolojisi, giyimi, yaşamı neyse ne. Hem bana benzediğini düşündüğüm bazı insanlardan ciddi zarar gördüm. Gördüm ki hep aynı dar çevrede aynı cümleleri mırıldanıp bir arpa boyu yol alamamışız. Gelişmemişiz, adeta donup kalmışız. Oysa okyanus balıkla dolu. Biz, bir grup bulup hep onlarla volta atmışız aynı koridorlarda. Ziyan..
“Doğan her yeni gün umuda açılmış bir penceredir.” demişim yıllar önce. Şimdi düşünüyorum da umuda o kadar ihtiyacımız var ki milletçe. Sıradan doğa olayları bile afete dönüşüyor şimdilerde. Yağmur yağıyor, sel oluyor. Toplu ölümler artıyor. Bir de bitmek bilmeyen salgın hastalıklar var. Ülkemizde Tsunami yaşansa şaşırmayacak hale geldik. Dünyanın da dengesi bozuldu. Kadın cinayetleri çocuk istismarları, hayvanlara yapılan işkence ve istismarlar günden güne artıyor. Savaş oyunlarına sarıp yolda masumları doğruyorlar. Ceza evinden çıkanlar, geri dönüş bileti olarak görüyor savunmasız insanları. Çok sevmekten öldürüyor bazıları(!) Televizyon programları bile kayıp arayanlarla doldu. Sosyal medya sapkınlıklarını saymıyorum bile. Ne hale geldik biz? Çığırından çıkıyor dünya, az kaldı ters yönde dönmeye başlayacak. Bunların sıradanlaşmasından ve normalleşmesinden o kadar korkuyorum ki. Geleceğe umutla bakamaz hale geldik. Her gelen yıla acaba bizi ne felaketler bekliyor düşüncesiyle girer olduk. Öyle bir denklemdeyiz ki. Kazandığımız her hobide insanlar para kazanabiliyor musun bundan diye soruyorlar. Samimiyet, yakınlık çıkarlar devreye girince yok oluyor. Arkadaşlık dostluk desen bitti kimse kimseyi çok da önemsemiyor. Umuda ihtiyacımız var yaşamak ve yaşatmak için.
Reklam
465 öğeden 161 ile 170 arasındakiler gösteriliyor.