Enes bin Nadr
Uhud Savaşı…
Ve savaşın en kızgın anı,
Bedir’den sonra ikinci bir mağlubiyeti tadan müşrikler,
Gerisin geri kaçmakta idiler.
Fakat bu henüz kesin bir zafer değildi;
Dönemeyecekleri bir noktaya dek,
Müşriklerin takibi, savaşın gereğiydi.
Müslümanlar bir an bunu unuttular,
Ganimet toplamaya koyuldular,
Ve Ayneyn tepesindeki okçular,
Ne olursa olsun
HATİBİN HAYKIRIŞI - Millet, "ben, sen, o, biz, siz, onlar" değil, yekpareliktir.
Sayfa 13 - Büyük Doğu yayınlarıKitabı okudu
TANRI DA ÖLMEK İSTERDİ
-
Yazılanlar, yazılacakların gölgesinde dinlenir... ve bu anlatış ki şimdi dolduracak olan zihinlerinizi, yalnız bir kaosun ürünü gibi benimsenir sizde. Yanılıyorsunuz... eğer dikkatli okur, iyi dinlerseniz... dizelerde bulacaksınız sizdeki Tanrı'yı.
-
BENİ unuttukları günün ertesi,
kutsal doğumun arifesi...
öğretimin çılgınlığı yeniden
Edip’çe veda…
"Masum. Sessiz. Ne açlık ne doymuşluk ne susamışlık ne de bıkkınlık. Zaruri olan hiçbir şeyin olmadığı, başka bir cennet benimki. Kanunun dokunuşu, kemanın haykırışı, udun huzuru, neyin sakinliği ile kayıp olmak suretiyle zihin entrikalarından arındım.
Ruhum, merhaba. Udun ağlayan tellerinden içime akıttığı bir heves var
Sayfa 354Kitabı okudu
Nefes nefese yakarıyorsun görmek için beni,
Duymak için sesimi, görmek için yüzümü;
Dayanamadım ruhunun yakarışlarına:
Karşındayım şimdi! - Nasıl da acınası bir korku
Sarıyor üstün insan seni! Nerede kaldı ruhunun haykırışı?
Hani nerede, kendi içinde bir evren yaratan
Onu koruyan ve besleyen yürek? Sevinç titreyişleriyle
Coşan ve yükseltmek isteyen kendini, biz ruhların katına?
Neredesin, Faust, sesi kulaklarımda çınlayan,
Tüm gücüyle bana kavuşmaya çalışan?
Sen misin o nefesimle çepeçevre sarılan,
İliklerine kadar titreyen,
Korkudan iki büklüm kıvrılmış solucan?
Sayfa 41 - Doğu Batı Yayınları, Ruh
