Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
…İngiliz komutanlar Avustralya’dan getirdikleri meşhur Anzak askerlerine gaz maskesi dağıtmak istediklerinde Anzak askerleri şu gerekçe ile maske istememişlerdi: “Düşmanımız o kadar merttir ki, zehirli gaz atmaya tenezzül etmez.” Oysa aynı tarihlerde İngiltere Harbiye Nazırı Sör Vinston Çörçil, Gelibolu’ya yığdığı kuvvetlerine zehirli gaz kullanma emri veriyor, gerekçesini de şu şekilde açıklıyordu:  “Türkler insan sayılmaz, fare gibi zehirlemelisiniz.”
Sayfa 215Kitabı okudu
Bu ülkede uzun zamandır insanlarımızın yerine âletler konuşuyor. Turnikenin konuştuğunu ilk duyduğumda verdiğim tepkiyi hep hatırlarım: "İnsanlar susunca, makineler konuşuyor."
Reklam
Gerçekten yaşamak, duanın yanı sıra elden gelen her şeyi yaptıktan sonra tevekkül etmektir.
Sayfa 208
Unutmayalım ki "iyi yönetici"ye sahip olmanın yolu, iyi yönetilmeyi hak etmektir.
“Meşrutiyet namı altında fecî dramlar oynanıyordu. Hâlbuki Rumların, Bulgarların, Sırpların, Ermenilerin, Arnavutların millî mefkûreleri , millî edebiyatları, millî lisanları, millî gayeleri, millî teşkilâtları vardı. Ve bu milletler gayet kurnazdılar. “Biz samimî Osmanlıyız…” diye Türkleri kandırıyorlar, Türklere lisanlarını , edebiyatlarını, hatta fennî ve ilmî kitaplarını bozduruyorlar, hatta coğrafya ve tarih kitaplarından “Türk ve Türkiye” kelimelerini sildiriyorlardı. (...)Tanzimatçı politikacılar, bu sefer Türklüğü irtica farz ettiler, ve “Altaylar”a doğru....” diye eğlenmeğe başladılar. Politikacılar milletin anî uyanışından ürktüler. Hele “Osmanlılık” perdesi altında başımıza çorap ören hainler bütün bütün düşünceye daldılar. Uyanan Türklüğün kuvvetini onlar çok iyi biliyorlardı. Daima yokluğunu tekrar ederek yok etmek istedikleri unsur “ben varım” derse hainlerin kendi mefkûrelerine veda etmeleri icap ediyordu. Bunların akıllıları: -Ah kabahat bizde, diyorlardı, biz, bu kadar milliyetimizde mutaassıp olmasaydık onlar yine eskisi gibi milliyetsiz ve gayesiz yaşayacak, dağılıp perişan olacaklardı. Fakat bize baktılar. Onlar da milliyetlerinin etrafında toplanıp kuvvetlenmeye başladılar. Lâkin, bizim Türklerin kendi milliyetleri ne karşı bu iştiyak ve temayüllerine yine inanmıyorlar ve başlarını sallıyorlardı: Türkler ‘gel geçtir’, bu milliyet modası da geçecek, biz yine aldatmak için karşımızda Osmanlı vatandaşlarımızı bulacağız...”
Bu ülkede uzun zamandır insanlarımızın yerine aletler konuşuyor.
Sayfa 30
Reklam
II.Abdülhamid Rum banker Zarifi aracılığıyla borsada, servetine servet kattı. Avrupadaki sermaye piyasalarına yatırımlar yaptı. Kazandığı paraları avrupa bankalarına altına ve tahvile yatırdı.
" Yanıldığımı sanmıyorum muhterem peder. Evet biz Osmanlıyız. Babalarımız ve dedelerimiz asırlardan beri bu toprakta Türklerle birlikte, onların haklarına sahip olarak yaşadı. Bir zulüm, bir hakaret görmedik. Aldık, verdik, hak hukuk geçti aramızda... Devlet galip gelince bir kötülük görmedik; üstelik makamlar, unvanlar aldık. Fakat yenilince biz kötülüğe kalkıştık. Ne için? Yakışır mı bu? "
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.