"Hiçbir şey hayat kadar şaşırtıcı olamaz. Aşk hariç!"
Sevgili Galip,
Senin hikâyeni yazmak iğneyle kuyu kazmak kadar zordu, ancak seni anlamak ondan bile daha zordu. Kaleme alındığından beri hakkında bir sürü şey yazıldı çizildi, pek çok akademik çalışmaya ilham oldun, seni sevenlerimiz de oldu, senden nefret edenlerimiz de. Seni büyük
> Hele şöyle yamacıma bir yanaşın bakalım. Bugün gene hep birlikte kalemi kuvvetli, eserleri birbirinden güzel mi güzel bir yazarın kitabına saracağız. Sizi bilemem, ama ben kekimi, Selanik gevreğimi, kahvemi aldım ve uzun aradır paslanmış olan parmaklarımı çalıştırmaya başladım bile.
imgyukle.com/i/24365.ECYvft
> Diyet filan
Dr. Ali Taşcı Bey, yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
Birkaç yıl önce, bir vilayetimizde, bir bakanlığın il müdürüydüm. Bağlı bulunduğumuz genel müdürlük, başka üç ilin de il müdürüyle birlikte beni, diğer bir ilimizde personel almak üzere görevlendirdi. Biz dört arkadaş birleşerek sözünü ettiğim şehre gittik. Önceden bizim için ayrılan misafirhaneye
Mayıs Ayı Hikaye Etkinliği
(Kaç nolu resim olduğunu ön yargıya kapılmadan okumanız için en sona bıraktım.)
(Mümkünse şu müzik eşliğinde okuyun.
youtu.be/A3CK21RhynY )
Sansür doğru anlaşıldığında güneş gibidir, açtığında herkes için açar, diyordu, bu açıklama bizim için bir yenilik değil, dünya böyle, biz bunu zaten biliyorduk, ne var ki günahkârların günahının bedelini her zaman masumlar öder.
Yaklaşık bir yıldır Oblomov'u eşimle beraber birbirimize sesli okuduk. Kâh o okudu ben dinledim, kâh ben okudum o dinledi. Kitabın son iki yüz sayfasını ise ben okudum o ve karnındaki bebeğimiz dinlediler. Bu kısa bilgi kitapla olan hikâyemiz.
Bu bir yıllık süreç de kitabın büyüsü hiç bozulmadı. Her zaman bizi sardı. Yer yer güldük, yer yer
Öncelikle bu kitabı okumamı sağlayan ve bana hediye eden Portakal Çiçeği'ne tekrardan teşekkür ediyorum.
Kitaptan alıntılarla devam etmek istiyorum. Ve şöyle ki;
"Kitaplar insanların kaderlerini değiştirir."
"Bir vazo, bir kahve makinesi yahut bir televizyon bir kitaptan çok daha önce eskir yahut kırılıp bozulur."
Özellikle kitabın sonuna gelince çok şaşırdım. Ama şaşırmam tuhaf kitabın adı zaten "Kâğıt Ev"
Bu evin tuğlalarının taş kalıplardan olmadığını biliyorlarmış ve bir süre şaşkınlık içinde bu duvarların ne kadar dayanacağına dair bahse girmişler. Duvarcı orada burada kâğıttan bir ev yaptığını anlatıyor, böbürlendikçe böbürleniyormuş ama kimse ona inanmak istemiyormuş.
"Fakat, görmesek de, biz bunun doğru olduğunu biliyorduk," dedi daha yaşlı ve konuşkan olan balıkçı.
"Yani, herkes elinden geldiğince bir düzen, bir ev kuruyor işte. Bu adam bunu kitaplarla yaptı ve bu zaten şaşırtıcı bir şeydi.
Bu kitabı okuduğum için mutluyum. Sevdim dememe gerek yok zaten. Sizler de okuyun...
Kâğıt EvCarlos María Domínguez · Jaguar Kitap · 202012,1bin okunma
Orhan Pamuk'un son romanı Veba Geceleri an itibariyle bitti.
Kitap yaklaşık 540 sayfa civarında ve hacimli bir eser.
Bu arada Pamuk ile ilgili önce şunları söylemem gerekiyor. Bütün romanlarını ve hatta roman dışı kitaplarının da büyük kısmını okumuş bir okuruyum. Üstelik Orhan Pamuk okumaya geç bir zaman diliminde başladım. Otuzlu yaşlarımdan
AŞK MAHKUMU
Onu ilk kez gördüğümde kanadı kırık bir kelebeğe benzetmiştim. Uçmaya çalışan ama uçarken de acısını içinde yaşayan bir kelebeğe… Sanki acısını kabullenmiş gibiydi. Güçlü görünmeye çalışıyordu. Ama bu konuda pek de başarılı değildi.
Ortak bir arkadaşımızın evinde verdiği doğum günü kutlamasında karşılaşmıştık. Dikkat çekici bir
BU KADINLARIN ÇIĞLIKLARINI DUYUN! (Sema Maraşlı)
On sekiz yaş altında evlenmenin cezasını çeken genç kadınlar onlar. Severek isteyerek düğünle dernekle evlendikleri kocaları hapiste, gerçek tecavüzcülerle aynı koğuştu yatıyor. Onlar da dışarıda babasız büyütmek zorunda kaldıkları çocukları ile hayat mücadelesi veriyorlar. Kocaları hapiste