Sokakta “Ölüm&hayat”
“Gerçek bugün” dedim. “Dün geçti dün yok artık. Dün ölenler de öyle. Çoktan hepsi toprak oldular. Ölüm kaçınılmaz sonuç dostum. Biz de öleceğiz. Hayat Bizim için de bu hareketini kaybedecek. Dipsiz bir karanlıkta yorgunluğumuzu dindireceğiz.” Bana kaşlarını hafifçe çatarak baktı. “Şaka ediyor olmalısın” dedi. “İnsan hiç ölür mü? insan bir hayvan veya bir bitki mi ölsün. Son zamanların moda lâfı bu. Ölmek sonsuz karanlıkta kaybolmak. Ama bu sözde yine de bir espri gizli. Sanki denmek isteniyor ki; zamanınız insanının hayatı yaşaması gereken hayattan o kadar uzak ve makinaya o kadar yakın ki, bir gün bozulacak ve bir hurdalığa atılıverecek. Hareketten tamamen yoksun o zavallı oksitlenecek, pas zerreleri toprağa karışacak ve bir gün o, hiç var olmamışcasına yok olacak. Hani böyle bir yok oluş zamanınız insanına yakışıyor da. Yeni insana mezarın koza, yaşadığı hayatın bir kurt hayatı, mezar sonrasının daha kelebeklik olduğunu anlatmaya pek imkan yok.”
Sayfa 48 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Hikayelerle kaybedecek zamanımız yok
Kutsal Kitap’la ilgili olarak boş düşüncelerle çok zaman yitirilmiştir. 1664’te, bir sayın bay B..., Nuh’un gemisinin hacmini tahmin eder; bu geminin üç katı olduğunu söyler.