Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Elif

Elif
@bizimgibikitaplar
instagram: @ bizimgibikitaplar 🩵
Edebiyat Öğretmeni
15 okur puanı
Temmuz 2020 tarihinde katıldı
152 syf.
·
Puan vermedi
Ne zamandır kitaplığımda duran ama okuyamadığım bir George Orwell klasiği; Hayvan Çiftliği. Kitap konu olarak hayvanların çiftliği ele geçirmesi ve kendi rejimlerini kurmaları ile başlıyor. Ancak tüm hayvanların eşit ve refah içinde yaşayacaklarını ve insanlardan uzak olacaklarını düşünmelerine rağmen durum pek de öyle gitmiyor. Bu kitabı çok farklı şekillerde yorumlayan okuyucular var ve kendi ülkelerine benzetenler de var. Kitap asla geçerliliğini yitirmeyecek olmasıyla ve günümüz dünyası rejimlerinin bel kemiği olan şeyleri anlattığından bence de yoruma açık. Ayrıca komünizm ve kapitalizm rejimlerinin ikisini de anlattığını düşünüyorum. Ben de okuyunca kendi ülkemize benzettim. Siyasi hiciv açısından mükemmel bir kitap. Kitapta domuzlar tüm hayvanların eşit olma haklarını elinden alıp kendilerine tüm ayrıcalıkları tanırken diğer hayvanların bu durumu kavraması biraz uzun sürüyor. Hatta kitapta bunu çok kült bir cümleyle özetliyor; Tüm hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir.
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020247,7bin okunma
Reklam
500 syf.
·
Puan vermedi
Çok övülen ve sevilen Cam Şato serisine başladım sonunda🩵 İlk kitabı bitirdim. Başlarda yavaş aksa da ortalara doğru sürükleyiciliği arttı ve bitirdiğimde direkt ikinci kitap olan Karanlık Taç’a başladım. Kitabın konusu hapse mahkum edilen Suikastçılar Kraliçesi Celaena’nın kralla yapacağı bir anlaşma sonucu özgürlüğüne kavuşma mücadelesi. Bunun için ülkenin ünlü savaşçılarını alt etmesi gerekiyor. Kitapta ara sıra cringe yerler vardı ama ilk kitap olduğu için 2. kitaba ve seriye şans vermeyi doğru buldum. Üstelik fantastik yanının olması da beni cezbetti. Bu yüzden tam gaz okumaya devam ediyorum zaten oldukça sürükleyici.
Cam Şato
Cam ŞatoSarah J. Maas · Dex Yayınları · 20173,030 okunma
415 syf.
·
Puan vermedi
Duygulandıran bir roman; Nietzsche Ağladığında. Psikanalizin doğduğu ve entelektüel bir ortama sahip 19. yüzyıl Viyana’sında gerçekten yaşamış olan Nietzsche, Dr. Breuer, Sigmund Freud, Lou Salomone gibi aydınların, bilim insanlarının yaşamlarının kesiştiği bir noktada başlayan bir roman. Konusu ise Dr. Breuer’ın Nietzsche’nin arkadaşlarının ricası üzerine, Nietzsche’yi ümitsizlik hastalığından kurtarmak için verdiği terapiler ve çabalarla başlayıp sonradan Nietzsche’in etkisiyle Dr. Breuer’ın da ortaya çıkan hayatı, iradesi, düşünce şekilleri.. Roman genel anlamda çok akıcı ve güzeldi, özellikle Nietzsche’nin düşüncelerini ve yaşamını daha yakından öğrenmek, ayrıca fikirlerini de anlayabilmek açısından idealdi. Gerek duygulandığım, gerek de Nietzsche’ye gerçekten çok üzüldüğüm bir romandı. Fakat aynı zaman Dr. Breuer için de sevindiğim ve hayatı anlamak açısından ufkumun genişletildiğini düşündüğüm, zaten sürekli insanı düşünmeye ve tartışılan konular hakkında fikir yürütmeye ve sanki siz de terapinin içindeymişsiniz gibi düşündürecek tarzda bir kitaptı.
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202352,7bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
282 syf.
·
Puan vermedi
Çok beğenerek okuduğum kitap; Gece Yarısı Kütüphanesi Gerek konusu, gerek akıcılığı, gerekse sonu olsun çok beğendiğim ve sevdiğim bir kitap oldu. Hayatta yaşadığımız pişmanlıklar ve olasılıklarla ilgili bir kütüphanenin olduğunu düşünün. Orada sayısız olasılık ve sayısız hayata sahip olabiliriz. Bunları tek tek deneyebilir, ait olduğumuz yaşamda kalabiliriz. İşte hayatı berbat giden Nora Seed bu kütüphaneyle tanıştı ve kendine uygun olan hayatı aramaya başladı.. Gerçekten konusu farklıydı, çok da merak uyandırdığı için 2 günde bitirdim. Felsefi bir kitaptı. Hem varoluşumuzu hem hayat amacımızı hem de bu zamana kadar yaşadığımız hayatı sorgulatan bir kitap bence. Mutlaka okumanızı tavsiye ederim hem çok uzun değil hem de gerçekten etkileneceğinize eminim.
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202155,9bin okunma
328 syf.
·
Puan vermedi
İlk olarak 10 yaşında okuduğum ve o zamanlar beni çok etkileyen kitap; Çocuk Kalbi Öncelikle kitap hem çocuklar hem de yetişkinler için. Çok dokunaklı ve güzel, hayatın değerlerini, yaşadığımız dünyayı bize hatırlatan bir kitap. Bu kitapta 3. sınıfa başlamış bir çocuğun günlüğünü okuyorsunuz. Sınıfındaki arkadaşları ve öğretmenlerini onun bakış açısından tanıma şansınız oluyor. Sınıfındaki öğrencilerin yaşadıkları kimi zaman çok mutluluk verici kimi zaman gözyaşlarıyla okunuyor.. İtalyan yazar olan Edmondo De Amicis, 1880lı yıllarda yaşamış ve bu kitabında da o zamanların sefaletini savaş sonrası İtalyayı da gözler önüne seriyor. Oldukça akıcı ve okunaklı aynı zamanda da çok duygusal bir kitap. Zaten çocuk edebiyatının baş yapıtlarından biri olduğu da söylenmeden geçilmez.
Çocuk Kalbi
Çocuk KalbiEdmondo De Amicis · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,5bin okunma
Reklam
423 syf.
·
Puan vermedi
1.5 ay beni oyalayan depresyona sokan o kitap; Bu kitaptan önce Orhan Pamuk’tan Masumiyet Müzesi’ni okumuş ve beğenmiştim. Ancak Kara Kitap bana biraz farklı geldi. Bu kitap sayesinde Postmodernizmi sevmediğimi anladım diyebilirim. Modernizmde söylenen şeyi anlamak için belli bir bilgi birikimi gerekir, söylenmek istenen şeyi anlamak için onun üzerinde düşünmek lazımdır. Postmodernizmde ise söylenen şey zaten genelde anlaşılmazdır ve anlatma gibi bir gayesi yoktur. Bu kitap da tam olarak öyleydi. Konu bütünlüğü bakımından da karışıktı. Konusu özetle Avukat olan Galip’in evlendiği amca kızı Rüya’nın ve onun ağabeyi olan köşe yazarı Celal’in bir gün ortadan kaybolmasıyla ve Galip’in onları aramasıyla ilgili. Aynı zamanda İstanbul sokakları, apartmanları ve semtlerini de çokça anlatıyor. Bir bölümde Galip’in onları aramasını okurken diğer bölümde Celal’in bir köşe yazısını okuyorsunuz. Köşe yazılarının bazıları gerçekten çok güzeldi ama bir köşe yazısı bir öykü şeklinde olması bence insanın dağıtıyordu ve kitaptan kopartıyordu. Tasavvuftan, tarihe, İstanbul sokaklarına, hayat hikayelerine dair pek çok konuyu da içinde barındırıyor. Ama okurken size bir depresyon havası ve iç sıkıntısı da veriyor. Sonuna doğru beni biraz heyecanlandırmış olsa da sindirilerek okunması gereken ve herkesin de fazla beğenmeyeceğini düşündüğüm bir kitap.
Kara Kitap
Kara KitapOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20229,1bin okunma
216 syf.
·
Puan vermedi
Paulo Coelho’nun bu ses getiren kitabı, kendisinin akıl hastanesi deneyimleriyle harmanlandığı 24 yaşında bir genç kız olan Veronika’nın hikayesini anlatıyor. Veronika sıradan, risk almayan, normal bir hayat süren bir genç kız. Yazarın bunu özellikle vurguladığını düşünüyorum. Hayatına son verme isteğiyle birlikte yaşadığı olaylar bize hayatın kıymetini anlatmaya yetiyor. Başlarda iç karartıcı bulacak olsanız da okudukça sizi içine çekecek, Veronika ve diğer hastaların hikayelerini merak etmekten kendinizi alıkoyamayacaksınız. Kısa ve sürükleyici bir kitap. Bitirdikten sonra tıpkı Veronika gibi hayatın anlamını sorgulayacağınıza eminim, çünkü ben sorguladım.
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 202078bin okunma
382 syf.
·
Puan vermedi
Uzun süren bir okumadan sonra sonunda biten bir kitap; Saatleri Ayarlama Enstitüsü. Ahmet Hamdi’nin kalemini bilen bilir, biraz yoğun bir anlatımı vardır ve sindirilerek okunulması gerekir. Kitabın konusu ise, Hayrı İrdal’ın başından geçenler, tanıdığı insanlar ve Saatleri Ayarlama Enstitüsünün kurulmasına uzanan yolu. Düşünebilir misinizki yoldan geçerken birileri sizi durdursun, saatiniz yanlışsa size ceza verilsin. İşte kurulan tüm sistem aslında bu. Çünkü Tanpınar saate, zamana ve eşyaya değer verirdi. Bunu en iyi açıkladığı romanlardan biri de kuşkusuz bu. Hayri İrdal karakteri Batı ve Doğu arasında, fakirlik ve zenginlik arasında, gurur ve gurursuzluk arasında sıkışıp kalmış bir karakter. Başkalarına dayanmadan yaşayamayan, etrafındaki karakterlere göre şekil alan biri. Kitapta başkahramanımız değil pek çok kendine özgü ayrı ayrı incelenebilecek karakter var. Okunması gereken çok özgün ve kıymetli bir eser olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Tanpınar’dan da bu beklenirdi.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341,9bin okunma
264 syf.
·
Puan vermedi
Rus edebiyatının klasiklerinden olan Babalar ve Oğullar’ı bir çırpıda okudum. Kısaca konusu kuşak çatışmaları ve Rusya’nın içinden geçtiği dönemde gençlerin zihin karmaşıklığı, nihilizm olarak özetlenebilir. Nihilist Bazarov ve arkadaşı Arkadiy’in başından geçenleri tanıdıkları insanları ve ailelerini görüyoruz. Toplumsal bir çalkalanmanın eşiğinde olan Rusya’da eğitimli gençlerin düşünceleri, yazarın Nihilizmi anlatırken Nihilizmi sonunda kendisinin de reddetmesiyle içinde ince nüanslar barındıran okunulması gereken Rus edebiyatlarının demirbaşlarından olan bir kitap. Farklı perspektif ve farklı kuşaklardan farklı düşünceleri olan karakterlere bolca sahip. Bu kitap okunurken insana bir parça dram, merak ve kim haklı düşüncesi eşlik ediyor.
Babalar ve Oğullar
Babalar ve OğullarIvan Turgenyev · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202144,8bin okunma
544 syf.
·
Puan vermedi
Kadınları romanına ana karakter yapan, bir kadının ağzından duygularını aktarmasını bize okutan Reşat Nuri’ye sonsuz teşekkür ediyorum bu eser için. Çalıkuşu, hepimizin en az bir kere denk geldiği, dizisinin çekildiği bilindik bir roman. Uzun versiyonu olan bu halini büyük bir keyifle okudum. Konusu İstanbul Fransız Mektebinde okuyup mezun olan Feride’nin Anadoludaki öğretmenlik macerası ve kalp kırıklıkları. Okurken bazı şeylerin o kadar gerçek yazılmış olduğunu ve hiç değişmediğini görmek ve aynı zamanda gerçek bir edebi roman okumak çok keyifliydi. Ayrıca Reşat Nuri çok iyi bir gözlemci ve kadınları ön plana koyması çok ince bir düşünce. Gözlemlediği Anadolu, toplum yapısı, torpiller ve entrikalar da çok dikkat çekici ve düzgün bir şekilde aktarılmış. Her açıdan harika, hızlıca okunan, sizi içine çekecek bir roman. Mutlaka tavsiye ederim. Türk edebiyatında böyle klasiklerin olması çok güzel.
Çalıkuşu
ÇalıkuşuReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 2019102,4bin okunma
Reklam
520 syf.
·
Puan vermedi
Masumiyet Müzesi Orhan Pamuk’tan okuduğum ilk romandı. Konusu sadece aşk değil. Başta basit bir aşk hikayesi gibi gelecek fakat sonradan derinden etkileyecek ve ne olacağını merak edeceğiniz türden bir roman. Yazarın akıcı üslubuyla en sıkıcı kısmı bile bir solukta okuyorsunuz. • Kemal Basmacı’nın ana karakter olduğu bu romanda var olan tüm olayların bir eşya ile bütünü oluşturması ve sonunda hepsinin bir müzeye dönüşmesi ise bu kitabın en etkileyici yönü. Yazarlara müze yapılırken bir romanın neden müzesi olmasın ki? •Sadece Kemal ve onun aşkını değil 1975 yılından itibaren İstanbul’u Nişantaşı burjuvasını anlatan, İstanbulda geziniyormuşsunuz gibi hissettirecek bir kitap olduğunu da not etmeliyim.
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241,6bin okunma