İspanya İç Savaşı Panoramasında Bir Matadorun Yükselişi
‘’Ağlama Angelita, bu akşam ya sana bir ev alacağım ya da yasımı tutacaksın.’’
Bu cümleyi ilk okuduğumda bir süre duraksadım ve ardından birkaç defa daha okudum. İlk harfinden son noktasına kadar oldukça dokunaklı bir cümleydi benim için. Arka kapağını da okuduktan sonra başka bir şansım kalmamıştı geriye. İspanya İç Savaşı’nın gölgesinde
hayatımız boyunca hangimiz bir kez bile olsa diyet yapmadı ki? büyüğümüzden küçüğümüze herkesin şok diyetler araştırdığı, denediği bir dönem olmuştur.
diyet başta göze hoş gelir, verilen kilolar, incelen bacaklar.
ama insan vücudu kısıtlanmaya karşıdır, bundan ilerleyen noktalarda bahsedeceğim.
önce kendi hikayeme değinmek (çünkü aramızda buna
“Gel zaman git zaman, her ne olmuşsa olmuş. Tanrı göstermesin, anlatılmaz bir kıtlık baş göstermiş. Bir zamanlar yediği önünde, yemediği ardında, bir eli yağda bir eli balda olan insanlar, bir dilim kuru ekmeğin yoksunu olmuşlar.”
Not: Bu inceleme esere ve eserin dayandığı mitolojik anlatıya dair spoiler içeren detaylar barındırmaktadır.
Psikanalizin kurucu ve öncü isimlerinden Sigmund Freud’u bilmeyenimiz yoktur. Freud bazı aykırı ve ihtilaflı fikirleri yüzünden psikoloji yazınında hem en çok tartışılan şahsiyetlerden hem de günümüz terapistleri ve yazarları tarafından en
Servetin ve özgürlüğün olduğu yerde, insanlar katı ve adaletsiz buyruklara boyun eğmeyi zül sayar. Buna karşın yoksulluk ve kıtlık insanları köreltir, uysallaştırır ve isyana hazır cüretkâr ruhları eze eze öğütür.