İhsan Oktay Anar i beğenerek okuyorum. Kendi adıma kendisiyle çok geç tanıştım. Ama geç olsun güç olmasın değil mi?
Arkadaşımın tavsiyesiyle Suskunlar kitabini okudum. Yani kendisini okumaya Suskunlar ile başladım. Daha sonra da Efresiab'in hikayelerini okudum. Inşallah Allah ömür verirse kalan diger kitaplarını da okumak istiyorum.
Yazarın dilini ve anlatış tarzını beğeniyorum. Ama bence asıl vurucu olan kısım ele aldığı konular. Gerek kitap gerek film olarak Türkiye'de bilim kurgu, fantastik vb türlere hiç önem verilmiyor. Denenmiyor bile. O yüzden benim için bu türlerle ilgili bir girişim olduğunda çok yetersiz bile olsa takdire layıktır. Ama İhsan Oktay Anar bu konuda gerçekten çok iyi. Sadece fantastik bir dünya ortaya çıkarmakla kalmayıp ayni zamanda bunu cok etkileyici bir dille yapıyor. Ama puslu kıtalar atlası kitabi, bana göre, okuduğum diğer kitaplarinin biraz gerisinde kalmış. Bazı karakterler gereksiz hissettirdi, neden yer verildi hadi yer verildi neden ustun körü ortadan yok oldu, bunlara anlam veremedim. Konu çok güzel, işleniş biçimi de çok güzel. Ama sonu beni tatmin etmedi maalesef. Çok hızlı bir çözümlemeye varılmış gibi geldi. Çok fazla spoiler vermemek adına ayrıntılara girmemeye çalışıyorum ama sonunda daha açıklayıcı bir son bekledim. Ama gene de çok değerli ve güzel bir kitap. Okumanızı tavsiye ederim.