“Âşıkların bugün kendilerini madrigaller ve sonatlar yazmaya yönlendiren bu büyüleyici konuya, on sekiz yaş daha büyük olmaları halinde, şöyle başlarını bile çevirip bakarlar mıydı diye bir an düşünmelerini isteyelim yeter. Çünkü bütün aşklar, istedikleri kadar uçarı, tensellikten, dünyevilikten uzak, ayakları yerden kesik görünsünler, sadece cinsel dürtüde temellenirler; evet, hatta bu âşıklık hali, sadece daha yakından belirlenmiş, daha özelleşmiş, hatta sözcüğün en dar anlamıyla bireyselleşmiş cinsel dürtüdür.” demiş Schopenhauer. Bu da bir tanımdır bence ve tanımdan önce kabullenmek gelir.