Doğanın cansız tüm güçleri - kayasından karına ve buzuna, rüzgarından suyuna- birbiriyle savaş ederken, insana karşı birlik oluyorlardı. Burada hüküm süren onlardı.
Çünkü esareti altında yaşadıkları aklın hükümlerini bir ferman gibi kabul etmediklerinde hayatta olamayacaklardı. Var kalmayı hür kalmaya tercih ettiklerinden ruhları, içindeki dişlilerin tıkırdadığı bir hesap makinesinden farksız zihinlerinde hapisti.Yaşamak ve bu uğurda gerekirse öldürmek için zihinleri seyir, atış, denge ve mevki hesapları yaparken , esaret altındaki ruhları o sırada bazen abes bir türkü yakar, yersiz bir şiir mırıldanır, kağıda anlamsız çiçekler karalar, böylece hürriyet hasretini az da olsa giderirdi.
Heyhat! Artık elinde kırılıp parçalanmış bir hayat kalmıştı. Ah! Onu şöyle avucunun içinde sıkarak ayaklarının altına atsa, büsbütün ezip bir küme çamur yapsa!