Bazı şeyler yaşanmasaydı daha mı mutlu olurduk? Yoksa yaşanmamışlıkların pişmanlıkları mı kaplardı bedenimizi? Hangisi daha ağır diye düşünüyorum. Bulamıyorum . Küçücük bir mutluluk dahi olsa yaşadıklarımız arasında sonu hüzünle biten hikayeler o küçücük mutluluklar için yaşanmaya değer miydi? Bir türlü karar veremiyorum. Asıl acı verici olan bu kararsızlıkta kalmak ve düşüncelerinin bu sorularla kaplı olması mı? Kişiler, sözler, davranışlar ve daha niceleri unutulur da insan gerçekten nasıl hissettiğini unutamazmış. Unutulmayacak hisler bırakmak… Belki de asıl acı olan bu.