Esra

210 syf.
·
Puan vermedi
Kıyamet ya da kıyamet sonrası filmleri veya kurguları seviyorsanız, birde Bilim Kurgu ile harmanlanmış hali olsa diye içinizden geçirdiyseniz işte sizlere 'Geriye Doğan' . Kristal Kelepçe Ödüllü yazarımız Hasan Bulut'un kaleminden akıcı ve merak uyandırıcı bir kitap. Tanıtım Bülteni gibi giriş yaptın Esra diyenlere "Evet" diyorum. Çünkü gerçekten her sayfası merak uyandırıcıydı. Zor telaffuz ederim bilirsiniz bu cümleyi, işte geliyor "KESİNLİKLE DİZİ OLMALI". Konusuna gelecek olursak 40'lı yaşlarda emekli polis olan Cem ile kurgu başlıyor. Hayata boşvermişlik had safhada. Ansızın kapısını çalan adamların asla umursamayacağı biri aslında. Bayılmadan önce baktığı son manzara o adamlardan birinin suratına patlatmak üzere olduğu ayağı olması bile şaşırtmıştı onu. Gözlerini lüks bir yatta açınca ve yalnız olmadığını görünce daha çok şaşırmıştı. Bu kişilerin bir araya gelmesinin nedeni ise bir proje. Yüksek meblağlar karşılığında yapılacak olan bu proje geçmişe gönderilip tekrar hayata gözlerini açmak. Cem, Naish olarak karşımıza çıkıyor ama onu orada bekleyen kaostan şimdilik bihaber. Kaos=Dünyaya Yaklaşmakta Olan Andurun Yıldızı. Konusunu ballandıra ballandıra anlatmayacağım. Söyleyeceklerim var çünkü. Beklentimin çok üstündeydi. Macera ruhu tadındaydı. Merak uyandırıcılığı bir an bile düşmedi. Sonunda verilmek istenen mesaj ise çok anlamlıydı. Yazarın diğer kitaplarını ilk fırsatta edinip okuyacağım. Türüne göre demeyeceğim bütün kitapsever dostlarıma tavsiye ederim.
Geriye Doğan
Geriye DoğanHasan Bulut · Otontik Kitap · 202419 okunma
Reklam
176 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Androdemia/Safkanın Gözyaşları
"On üç yaşındayken herkes kendini özel zanneder ama sadece bazıları gerçekten öyledir." Ece, sıradan hayatı olan bir çocuktu. Ortaokul döneminde bile etrafındaki insanlar ona tuhaf geliyordu. Sanki buraya ait değilmiş gibi hissediyordu. Bazen zihninin içinde başkalarının sesini duyuyordu. Bazen de tüm sesler susuyordu. Net olmayan bir duygu değişimi gibi. Babası onu sevse de çok sıcakkanlı olmadığını kanıtlamıştı. Hayatı babası, arkadaşı Melis ve kedisi Artemis'den ibaretti. Günün birinde özel yetenekli çocukların gittiği bir okul olan Androdemia'dan davet mektubu alan Ece, kendini bekleyen maceradan habersizdi. Ece' nin yolculuğu arkadaşlıktan, aile sırlarından ve maceradan geçerken bizler ise bu fantastik evrene hayranlıkla bakacağız. Androdemia/Safkanın Gözyaşları kitabını çok beğendim. Karakterler, özel yetenekler ve mekan çok güzel kurgulanmıştı. İlk etapta kafamda oturmayan detaylar sayfalar ilerledikçe tam yerini buldu. Kurguya kültürel öğelerimizin ve yaşayışımızın serpiştirilmesi çok isapetliydi. Ortaokul dönemi için uygun olsa da fantastik sever dostlarımın da okumasını tavsiye ederim.
Androdemia
AndrodemiaAsaf Ekin Yeşil · Otantik · 202416 okunma
176 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
"Bundan daha uzun bir mektubu hak ediyorsunuz ancak insanlara hak ettikleri kadar iyi davranmak nadiren benim mutsuz kaderimdir. Tanrı sizi korusun! Sevgilerimle, JANE AUSTEN." Jane Austen. Bütün kitaplarını keyifle okuduğumu, oluşturduğu karakterlere olan bağlılığımı, espri anlayışına bayıldığımı söyleyerek başlamak istiyorum. Hangimiz Austen hayranı değiliz ki. Her kitapseverin kitaplığında en az bir kitabı mevcuttur. 19. Yüzyıl yazarları arasında ismi yıldız gibi parlamaktadır. Biz okurlar için üzücü olan ise kendisinin daha fazla kitabını okuyamamak. Çünkü J. A. 41 yaşında hayata gözlerini yumdu. Sevgilerimle kitabı ise Austen'ın yaşamından bir miras bizlere. Derlenen bu mektuplar ile ailesini, yakın çevresini, moda anlayışını, esprili üslubunu, edebiyat hayatına dair fikirlerini direk Jane Austen'dan duyuyormuşsunuz havası veriyor. En sevdiği çayın kremalı içilmesinden nefret ettiğini görmek beni bir kere daha sevindirdi. Özellikle gözlerimin dolmasına neden olan 'Yayıncının Notu' kısmından bir minik kesiti de sizlerle paylaşmak isterim. "Hayat bundan ibarettir. Merakla çevrilen sayfalar ansızın kesilir. Kalemiyle umulmadık dünyalar kuran Jane Austen'ın yeni bir mektubu yok. Sevgi dolu kişiliği ve narin ruhu yerini doldurulamayacak bir boşluğa bıraktı." Sevdiğim alıntıları sizler için bırakıyorum ve bu kıymetli eseri herkese tavsiye ederim.
Sevgilerimle
SevgilerimleJane Austen · Otantik Kitap · 202319 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
488 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
"Tono-Bungay reklam panolarında yerini koruyor, her eczane deposunda raflarda sıralanıyor; hâlâ yaşlıların öksürüklerini hafifletiyor, gözlerini aydınlatıyor ve dillerini çözüyor." DİNÇ KALMANIN SIRRI ---TONO-BUNGAY--- Çocukluğunu İngiliz kırsallarından birinde, Bladesover'da geçirmişti George Ponderevo. Babası gitmişti. Annesi ile birlikte Bladesover'da yaşıyordu. Burası onun dünyayı, düzeni ve aşkı öğreneceği ilk yerdi. Sistemle birlikte sürüklenmek normal gelse bile arada kafasını karıştıran soruları hep vardı. Evin kütüphanesi sıklıkla uğradığı gizli mabediydi. Okul günleri arkadaşı Ewart ile daha canlıydı. Bir zaman sonra yolu Wimblehurst'a amcası Edward'ın eczacı dükkanına düştü. "Hiçbir şey olmuyor" diye yakınan bu adam birdenbire bir sürü şeye tanık olacaktı. Yiğeni George buna şahitlik edecekti. Öncelikle Ponderevo ailesi çok ilgi çekiciydi. Arka planda anlatılan 19. Yüzyıl manzarası hikayeyle yan yana sürüyordu. Yarı otobiyografik bu roman, George'un ruhsal gelişimini de gözler önüne seriyordu ya da Wells'in. Kesinlikle okuması çok keyifli ve sürükleyiciydi. O kadar çok yerin altını çizdim ki anlatamam. Karakter tasvirleri çok güzeldi. Annesi ile yaşadığı bir anda çok duygulandım. Susan Yenge ile ilgili kısımları gülümseyerek okudum. En hiperaktif kişilik Amca kesinlikle bir mucit ve ticaret adamı. İlk kez Türkçe çeviri olduğunu belirtmek isterim. Kitapsever dostlarıma kesinlikle tavsiye ediyorum.
Tono Bungay
Tono BungayH. G. Wells · Otantik Yayınları · 202316 okunma
422 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Zifiriyet Fabrikası
"Biri için belki değişir ve iyileşir umuduyla yapılan yatırım, ölü yatırımdır." Kendine geldiğinde nerede olduğunu bile bilmiyordu. Etrafından yayılan kokular onun bir çöplükte olduğunu anlaması için yeterliydi. Ayağa kalkacak gücü yoktu. Onu bulup hastane odasına getirdiklerinde İzmir'den Aydın'a nasıl geldiğini, bileğindeki kelepçeyi, darp edilişini düşünmeye başladı. Alkol bağımlısı olan kahramanımız ailesini bıraktığı bir mektupla terk etmişti. Beklenen davranış tersi istikameti gözler önüne seriyordu. Yaptığı şeylerden bihaberdi. Kahramanızın bela mıknatısı olması, içsel konuşmaları ve kurgunun gidişatı kara mizah ile harmanlanmıştı. Ben severek okudum. Sizlere de tavsiye ederim.
Zifiriyet Fabrikası
Zifiriyet FabrikasıHakan Yücel · İkinci Adam Yayınları · 2020630 okunma
Reklam
Reklam
Reklam