Okurken bol bol kendinizi sorgulayacağınız , düşüncelere dalacağınız ve kendinizi, ana karakterin yerine koyacağınız kitap.
Bu hayatı duygu dolu maskelerle mi yaşıyoruz yoksa gerçekten her duyguyu hissediyor muyuz diye düşünmeden edemedim. Ya da bizi asıl harekete geçiren; içgüdülerimiz mi , menfaatlerimiz mi , mantığımız mı , duygularımız mı diye düşünüp durdum.
Hayatımın bazı zamanlarında , kitaptaki ana karakter gibi donuk ve hissiyatsız olduğumu fark ettim. Bir yakınımın ölümüne üzülmeyeceğim düşüncesi bile beni dehşete düşürdü. Peki ama neden? Her duygumu göstermek zorunda mıydım , göstermesem çevre tarafından yadırganır ve taş kalpli diye damgalanır mıydım?
Ya sizler, gerçekten üzüldüğünüz için mi ağlıyorsunuz yoksa ağlamak zorunda hissettiğiniz için mi?
Gerçekten sevdiğiniz için mi biriylesiniz yoksa bir eksiği tamamlamak için mi?
Okuyun , düşünün, sorgulayın.