...bunca kitabı daha iyi, daha akıllı bir insan olmak için mi karıştırdı sanırsınız? Yok canım sen de! Ya ölecek o kitaplıkta ya öğretecek yarınki kuşaklara...
İnsanın, mümkünse karısı, çocuğu, parası ve hele sağlığı olmalı, ama saadetini yalnız bunlara bağlamamalı. Kendimize dükkânın arkasında, yalnız bizim için bağımsız bir köşe ayırıp orada gerçek özgürlüğümüzü, kendi sultanlığımızı kurmalıyız. Orada, yabancı hiçbir konuğa yer vermeksizin kendi kendimizle her gün baş başa verip dertleşmeliyiz; karımız, çocuğumuz, servetimiz, adamlarımız yokmuş gibi konuşup gülmeliyiz. Öyle ki, hepsini kaybetmek felaketine uğrayınca onlarsız yaşamak bizim için yeni bir şey olmasın. Kendi içine çevrilebilen bir ruhumuz var; kendi kendine yoldaş olabilir; kendi kendiyle, çekiş dövüş, alışveriş edebilir. Yalnız kalınca sıkılır, ne yapacağımızı bilmez oluruz diye korkmamalıyız.
"Kabul ediyorum. Bilge bir adamım. Bunun için özür dilemek için elimden geleni yapıyorum. Bilimsel olarak bilimden nefret ediyorum. Cehalet, beslendiğimiz bir gerçeklik; bilim, açlıktan öldüğümüz bir gerçektir. Genel olarak iki şey arasında seçim yapmak gerekir; öğrenmek ve büyümek ya da olduğumuz yerde sayıp eşek olmak. Ey beyler, bakınız! Bilim için güzel sözler etmeye değmez. Psoas kasını bilmek yerine sığır filetosu yemeyi tercih ettim. Sadece bir erdemim var - kuru gözlerim. Gördüğünüz gibi ben hiç ağlamadım. Çünkü hiçbir şeyden memnun kalmadım, asla tatmin olmadım, kendim dahil.
Hiçbir şey söylemeyen kişi, her şeye karşı hazırlıklıdır. Ağzınızdan çıkacak bir kelime bazen bilinmeyen bir sistemde ele geçirilebilir ve karmaşık makineler arasından geçerek tamamen sizi yıkmak üzere hazırlanabilir.