Səma Həsənova

Səma Həsənova
@bookwormlawyer
lawyer/bookworm/just human being
Hukuk
Baku, Azerbaijan
18 reader point
Joined on September 2021
Şu anda okuduğu kitap
"Çünkü insan hiçbir şey istememektense, hiçi istemeyi tercih eder..."
Reklam
"Yanılgı körlük değildir, yanılgı korkaklıktır... Her bilgi kazanımı, ileriye doğru her adım cesaretin sonucudur, kendine karşı temiz olmanın..."
Her gün birlikte olmak gereksinimi duymaksızın, insan her zaman yeni dostlar edinir. Papaz okulunda olduğu gibi, insan her zaman aynı insanları görürse, bunları yaşamının bir parçası saymaya başlar. İyi, ama bu kişiler de bu nedenle, yaşamımızı değiştirmeye kalkışırlar. Bizi görmek istedikleri gibi değilsek, hoşnut olmazlar, canları sıkılır. Çünkü, efendim, herkes bizim nasıl yaşamamız gerektiğini elifi elifine bildiğine inanır.

Reader Follow Recommendations

See All
Kolay okuyabiliyorsan, senin bildiğin şeyleri yazdığı için okuması kolaydır; zor olması ise yeni şeyler yazdığının kanıtıdır.
İnsanları yaralamak doğru değil. Zayıfları ezmek de doğru değil; sıkıntıya düşmüş bir insan varsa, yardım eli uzatmak gerekir. Bunların son derece doğal olduğunu söyleyen insanlar var. Fakat gerçekte doğal olmaktan çıkmış durumda. Doğal bulunmadıkları gibi, sebebini soran insanlar bile var. İnsanları neden yaralamamak gerektiğini anlayamayan çok sayıda insan var. O insanlara açıklama yapmak hiç de kolay değil. Mantıklarına uymuyor zira. Fakat kitaplar okunduğunda anlaşılır. Mantığa yaslanarak bir şeyleri anlatmaktan çok daha değerli bir şeyler, insanın dünyada tek başına yaşamadığını anlaması kolayca sağlanır. Bir insanı düşünen yürek ... Bunu öğreten gücün kitapların gücü olduğunu düşünüyorum. Bu güç, birçok insanı cesaretlendirip ayakta tutuyor. Eğer sen unutmak üzereysen, ben sesimi yükselterek söyleyeyim: İnsanı düşünen yürek! İşte bu kitapların gücüdür!
Reklam
Kitaplarda birçok insanın duyguları tasvir edilir. Sıkıntı çeken insanlar, üzüntü çekenler, sevinç yaşayanlar, gülen insanlar ... Böyle insanların öyküsüne ve sözlerine temas ederek kendimizi onlarla birlikte hissetmek yoluyla, başka insanların yüreklerini öğrenebiliriz. Yakınımızdaki insanlarla sınırlı kalmayıp, tamamen farklı bir dünyada yaşayan insanların yüreklerini bile kitaplar aracılığıyla hissedebiliriz.
Fakat kitapların beni birçok kez kurtardığı da bir gerçek. Her konuda geçmişe takılıp kalır, el attığım işlerden çabuk vazgeçerdim, ama şimdiye kadar gelebildiysem eğer bu kitapların her zaman yanımda olması sayesindedir.
İnsan yüreği sıkıntı ve üzüntüler neticesinde değişime uğrayabileceği gibi, kitapların yüreği de değişime uğrar. Yüreği değişime uğramış bir insanın eline kalan kitaplar da aynı şekilde değişim geçirirler. Sonra da kontrolden çıkarlar.
Kitapların yüreği vardır... Kitaplar oldukları yerde kaldığı sürece, yalnızca kağıt tomarından öteye geçmez. Muazzam güç harcanan şaheserler bile, muhteşem öykülerin anlatıldığı büyük eserler bile, kapakları açılmadığı sürece kağıt parçalarından ibarettir. Fakat insanların duygularını döktükleri, değer verdikleri kitaplar yürek barındırır... Şimdilerde insanların kitaplarla temas şansı azaldı. Duygularını kitaplara dökerek okuyabilen insanlara nadiren rastlanıyor. Bunun sonucunda kitaplar da günden güne yüreklerini yitiriyorlar. Fakat sen ve senin deden gibi kitapları yürekten seven, kitapların sözüne kulak veren insanlar da hiç az değil.
Bunalmış halde geçirilen günlük yaşamını herkes kendisiyle ilgili uğraşlarla dolduruyor. İnsanları düşünecek yüreği de yitiriveriyor. Yüreğini yitiren insanlar, başkalarının acısını hissedemez hale gelir. Öyle olunca da yalan söyler, insanları yaralar, güçsüzlerin üzerine basıp geçerken bile hiçbir şey hissetmez hale gelirler. Dünyada bu tür insanlar bir hayli çoğaldı.
Reklam
Bu hep böyle... Kitapseverler, konu kitaptan açılınca normalde olduğundan tamamen farklı ifadeler takınırlar.
Kitap okumak, dağa tırmanmaya benzer. Okumak yalnızca keyif almak, heyecan duymak değildir. Bazen her satırı inceler, aynı metin içerisinde gidiş gelişler yaparak tekrar tekrar okur, başını iki elinin arasına alarak ilerlersin. O bunaltıcı süreç sonunda birden görüş alanın açılır. Uzun mu uzun dağ yolunu tırmandıktan sonra tüm manzarayı görebilir hale gelmek gibi. Okumak denince, zorlayan okumalar da vardır. Keyif veren okumalar da iyidir. Fakat geçen dağ tırmanışı sonunda görülen manzaranın sınırları olur. Yol çetin diye, dağdan kaçmamak gerekir. Bir adım, bir adım daha diye tırmanmayı sürdürmek de dağ tırmanışının keyifli yanıdır. Mademki tırmanacaksın, yüksek olan dağa tırman. Manzarayı görürsün.
Yalnızca kendini kaptırarak kitap okudun diye, görebildiğin dünya da genişleyecek sanma. Ne kadar bilgi depolasan bile, kendi kafanla düşünüp kendi ayaklarınla yürümedikçe her şey sahte, havada ve gelip geçici şeyler olarak kalır. Kitaplar senin yerine yaşayacak değil. Kendi ayaklarıyla yürümeyi unutan kitap kurdu, eski bilgilerle şişmiş bir ansiklopedi, birileri gelip açmadıkça hiçbir işe yaramayacak bir antika olabilir ancak. Sen yalnızca bilgili mi olmak istiyorsun? Okumak iyidir. Fakat okuyup bitirdiğinde, yürümeye başlama zamanı gelmiştir.
Çok sayıda kitap okumak iyidir. Fakat yanlış anlaşılmaması gereken bir durum var.. Kitapların büyük gücü vardır. Fakat bu, nihayetinde kitapların gücüdür, senin değil.
Dur ve düşün, ikinci patron. O tip seni korkutuyor, çünkü söyledikleri gerçek. Gerçek? Evet, öyle. Bu labirentte en büyük güç, gerçektir. Buna bir de inanç eklendiğinde, şekli ne kadar bozulursa bozulsun, kolay kolay yıkılmaz. Fakat her şey de gerçek değildir.
Yalnızca kitap karıştırıp duran alimler sonunda düşünme yeteneğini kaybeder. Kitap karıştırmadıklarında düşünemezler...
Reklam
Mizah anlayışın pek gelişmemiş, ama dürüstsün. Dünya mantık yürütemeyeceğin , aklının almayacağı şeylerle dolu. Böylesine sıkıntıyla kaplı bir dünyada yaşam sürebilmek için en iyi silah, mantık ya da kas gücü değil, mizahdır.
Normal olması gerekenin, anormal kabul edildiği bir dünyada yaşıyoruz. Şu anki dünyada normal olması gereken birçok şey tepetaklak olmuş halde. Ustalıkla yalan söyleniyor, güçsüzler ezilip geçiliyor, zaten sıkıntıda olanla uğraşmak için insanlar birbirileriyle yarış ediyor. Tüm bunlara dur diyen hiç kimse yok.
Çoğu insan gayet normal olan şeylerin farkına varmadan yaşamlarını sürdürür. Olgulara yüreğinin penceresinden bakmazsan tam olarak göremezsin. En önemli şeyler de gözle görülemez.