Geçmişin, anın ve geleceğin en ince ayrıntılarına dek Tanrı'nın kutsal belleğinde, onun sonsuzluğunda olduğunu biliyoruz; tuhaf olan insanların bilinçsizce geleceğe değil de geçmişe bakmaları. Daha dört yaşıma yeni girmişken Norveç'ten gelen yüksek bordalı bir yelkenliyi net bir biçimde anımsayabiliyorsam, bir başkasının biraz sonra olacak olan bir şeyi önceden kestirmesi neden beni şaşırtsın? Düşünsel açıdan bellek, geleceğin kestirilmesinden daha az olağanüstü bir şey değil; beni şaşırtsın? Düşünsel açıdan bellek, geleceğin kestirilmesinden daha az olağanüstü bir şey değil; yarınki gün, bize, her şeye karşın hâlâ anımsadığımız İbranilerin Kızıl Deniz'i geçme olayından daha yakın.
19. yüzyılın sonunda William James çağrışımların anıları güçlendirdiğini yazmıştı: "Eğer fikrin kendisi yoksa, onunla bağlantılı fikirler var- dır. Bunlardan en azından birinin, peşine düştüğümüz fikri çağrıştıracağı umuduyla hepsini bir bir yoklarız ve birinden biri bu açıdan işe yararsa, mutlaka onunla bağ- lantılı bir fikirdir, bir tür çağrışımla fikri uyandırır." (...) Dolayısıyla "iyi bir hafızanın sırrı" korumayı istediğimiz her olguyla çeşitli ve çoklu çağrışımlarda bulunmaktır
Sayfa 160Kitabı okudu
Reklam
Önceki bölümlerden birinde yeniden pekiştirme sü- recini ele almıştık: Anılar (özellikle de uykudayken) tekrar tekrar geri gelir ve bu tekrar yoluyla serebral kortekste yer edinir. Ama beynimiz bilinçdışında çeşitli dalavereler ya- parak sonumuzun Jill Price gibi olmasının önüne geçer. Bunun nedeni, yeniden pekiştirmenin, yerleşik anıların salt bir özet tekrarının çok ötesine geçen etkin bir süreç olmasıdır. Bir anıyı geri getirdiğimizde, sadece bir film gibi izlemeyiz; eski bir anıyı yeniden yaşadığımız her durumda, ilk halinden farklılaşan bir yeniden kurgu yaratırız. Bilinç siz bir şekilde bazı olguları unutmaya, bazılarını da uy- durmaya meylederiz, böylece anı daha hoş ve bütünlüklü (dolayısıyla da hatırlaması daha kolay) hale gelir. Bu yeniden kurguları bile, hatırlama sürecinde işlediğimiz başka bilgilere dayanarak zenginleştirip düzeltiriz.
Sayfa 114Kitabı okudu
Heryerde/Hicbiryerde
San Diego'daki California Üniversitesi'nden sinirbilimci ve felsefeci Patricia Churchland de benzer şeyler söyler: Nasıl ki elektrik elektronların hareketinin sonucu değil de, bizatihi elektronların hareketiyse ve ısı moleküllerin kinetik enerjisinin sonucu değil de, bizatihi moleküllerin kinetik enerjisiyse, bilinç de (basitçe ifade etmek gerekir- se, Aristoteles'in psikesinin modern versiyonu) nöronların faaliyetinin sonucu değil, bizatihi nöronların faaliyetidir. P.C
Bir Okur
Varsın başkaları yazdıkları sayfalarla övünsün; Ben okuduklarımla gurur duyuyorum.¹
154 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 4 days
Sartre,"imgelem" kavramını felsefi olarak irdeleyerek;Borges,Descartes,Hume ,Leibniz, Spinoza...... gibi düşünürlerin düşünceleri ve kendi bilgi ve düşüncesini karşılaştırarak imgelem'in sadece bir görüntü değil,bilinç yansıması olduğunu anlatmış. Ben öyle anladım kısaca Bilincimizin oluşması,sekillenmesi ve dışa yansıması, ne kadarını nasıl yansıtabildigimiz,yansıttıklarımızın nasıl algıladığı gibi konularda düşünduren,zihnimi genişleten ve renklendiren bir okuma oldu benim için. İmge, imgelem,muhayyile,gözünde canlandırmak, hayal etmek.... Algı,anlanlamdırmak, duyumsamak, zihinde oluşturmak.... Anı, hatıra , bellek, hafıza, zihin , Kitap beni içine aldı ve zevkle okudum. Imgelem'inizi canlı ve renkli kılacak okumalar yapabilmek dilegi ile hayatı ve kitapları iyi okumalar.
İmgelem
İmgelemJean-Paul Sartre · İthaki Yayınları · 2006101 okunma
Reklam
Unutuş, arındıran. Seçen ve yeniden keşfeden bellek. Ölümsüz olduğumuzu duyumsatmak için bize yardım eden alışkanlık.
Kültür, bazı verileri muhafaza ederken işimize yaramayan malumatın da unutulmasına izin vermektir. Borges'in Funes ve Sonsuz Bellek adlı öyküsünde anlattığı kahraman, her şeyi en ince detayına kadar hatırlayan ve unutamayan bir kişiliktir. Funes, bütün bu hatırlama yeteneğine karşın detaylarda o kadar boğulmaktadır ki analiz etme yeteneğini yitirmiştir. Borges şöyle söyler: "Buna karşın düşünme yeteneğine sahip olduğundan şüphe ediyorum. Düşünmek ayrılıkları unutmak demektir, genellemek, soyutlamak demektir."
Kanımca, hayal gücü bellek ve unutuştan oluşur.
Bellek kolayca parçalanabilen bir aynadır. Parçaları beni uzunlamasına keser.
80 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.