Boş ver diyor dünya. Bırakıp gidenin de gidip dönmeyenin de canı cehenneme.
Başucumuzdan Kitapları Eksik Etmememizin 21 Nedeni 1. Düzgün, anlaşılır cümleler kurabilmek 2. Sıkıldığımız anlarda başka dünyaların kapısını açmak 3. Başkasının yarattığı karakteri kafamızda istediğimiz gibi canlandırmak
Reklam
Beyazın ırzı yok Siyahın hayası eski Ve lanet olası bir çirkinlik tutmuş bizi Fazlalık değiliz ama Sıyrılamadık gitti bu açlık belasından. Bu yüzden Boş bir uğraş geliyor artık dünya bütün sevişmelerimiz karın tokluğuna çıkıyor Her şey bize tek yön... HiraiZerdüş
"Bir şey sunulmuştu bana, bir hediye, bir meyve. Ama ben o meyveden tadamadım, gök erik gibi kaldı avucumda dünya. Şimdi ben uykusuzum, yalınayağım, kendimle meşgulum. Kapımın önünde boş peynir tenekeleri, yağmur suyu biriktiriyorum. kendi kendime, 'sanatçı tecrübe edinemeyen insandır', diyorum, bu dünyada hiçbir tecrübesi olmayan insandır ama sen şimdi karala bunun üstünü, yırt sen bunu, olmadı çünkü, olmadı işte. nafile."
Benzemez insan dostlarıma/ Ağaçlar gölgesini esirgemez/ Güneş köpeğimden daha sadık/ Dizlerime sıçrar ellerimi ısıtır/ Karşılık beklemeden/ Hele kuşlar/ Avcılara bile kin beslemezler.” Oktay Rıfat'ın “Gün Sonu Konuşması” şiiri böyle biter. Mahsusmahal için aklımda harfler, kâğıda, dünyaya, insana her baktığımda, bu dizeler sözden önce halkalandı
”Kelimeleri sana veriyorum okuyucu… Onlar yanıp sönen birer oyuncak. Boş içleri. Boş mu? Alev var göğüslerinin içinde, barut var, gözyaşı var. Nihayet bütün dünya kelimelerden ibaret. Ama sende ne varsa kelimede de o var. Kelime, Narsis’in kendini seyrettiği dere. Çok bakma, içine düşersin! ”
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.