Çok yalın şeylerden söz ediyordu Jonathan: Uçmak bir martının doğal hakkıdır, özgürlük varlığının özündedir. İster boş inançlar ve gelenekler, isterse sınırlamanın herhangi bir biçimi, özgürlüğü kısıtlayan ne varsa kaldırıp atılmalıdır."
"Kaldırıp atılmalı mıdır?" diye bir ses yükseldi kalabalıktan.
"Bu sürü yasası olsa bile mi?"
"Tek gerçek yasa, özgürlüğe gidendir. Başka yasa yoktur."
"Temeli çok sağlam bir dinimiz var. Malzemesi iyi fakat bina yüzyıllardır ihmal edilmiş. Harçlar döküldükçe yeni harç yapıp binayı takviye etmek lüzumu hissedilmemiş. Aksine birçok yabancı unsurlar, yorumlar, boş inançlar binayı daha fazla hırpalamış."
“Uçmak, bir martının en doğal hakkıdır. Özgürlük ise, var oluşun bir parçasıdır. Boş inançlar olsun, gelenekler olsun, özgürlüğü kısıtlayan ne varsa, kaldırıp atmak gerek.”
Çok sayıda, küçük bağımsız devletlere bölünmüştü Yunanistan.
Bu devletlerden her biri, kent ve kenti kuşatan bir tarım bölgesinden
kuruluydu. Uygarlık düzeyi, Grek dünyasının değişik bölümlerinde
birbirinden çok ayrıydı. Hellen başarısının bütününe yardımcı
olan, yalnız, bu küçük sayıdaki kentlerin varlığıdır. Üzerinde çok
duracağımız Sparta, askeri açıdan önemliydi, kültürel açıdan değildi.
Korinthos, zengin ve dirlikli büyük bir ticaret kentiydi. Fakat büyük
adam yetiştirmemişti pek.
Atasözlerine geçen Arkadia' da salt tarımsal, köy yaşantısına
sahip topluluklar vardı. Kentliler Arkadia'nın idilsi olduğunu sanırdı.
Gerçekteyse eski barbar korkunçluklarıyla doluydu orası.
Arkadia'da oturanlar, Pan'a tapınır pek çok verimlilik törenleri
düzenlerlerdi. Bu törenlerde çok kez bir kare sütun, bir tanrı
heykeli yerine iş görmüştür. Köylüler boğa satın alamayacak denli
yoksul olduklarından, bolluk simgesi keçiydi. Yenecek az olduğunda,
Pan heykeli dövülürdü. (Uzak Çin kentlerinde bugün de yapılmaktadır
aynı iş. )Önceleri kurt olduğu var sayılan, belki de insan
kurbanı ve yamyamlıkla çağrıştırılmış bir oymak vardı. Kurban edilmiş
bir insan etinden tadanın kurda dönüştüğü varsayılırdı. Zeus
Lykaios (Kurt Zeus) için kutsal olan bir mağara bulunmaktaydı.
Hiçbir gölge yoktu bu mağarada. Oraya giren, bir yıl içinde ölürdü .
Bütün bu boş inançlar klasik dönemlerde de sürüp gitmiştir.
Boş inançlar derdi basın yayın okulundaki hocam, boş inançlar sahiden boştur,gerçeği yansıtmazlar ama yinede insanlık bütün yaratısını,sanatını onlara borçludur.