Erkeğin anatomisini yazan kadın, ruhsal duyguları, içsel savaşları nasıl da güzel anlatmış. Mürşit, kalbimde hep ince bir sızı olarak kalacaksın!
Kendi kuyunuzdan fırsat bulursanız kendinizi Mürşit'in kuyusuna bırakın. Ayfer Tunç öyle bir anlatmış ki, erkekleri öyle bir çözmüş ve o mükemmel kalemiyle öyle güzel anlatmış ki, Mürşit oluyorsunuz.
İçsel ağrılarla baş edemeyen, dünyanın ağrısıyla savaşamayan ve sonunda pes eden Mürşit. Kök salmış ama kökleri hep çürük, hisleri hep yabancı, ruhu hep eksik!
Zamansız gelen sancıların, çakılı kalışların, vazgeçişlerin ve vazgeçemeyişlerin, ölmek isteyişlerin ama ölemeyişlerin, süre gelen mücadelenin, bitmek bilmeyen korkuların ve sorgulamanın - hayatı sorgulamanın- içsel yolculuğun sancılı sürecini anlatan tam üç yüz otuz altı sayfa!
Cümlelerinin ağırlığını omuzlarımda hissettiğim bir kitap daha okudum. Mürşit'in ağrısı, ağrım oldu.
Madenci (Uzay), sen adı gibi sonsuz bir boşluktun ve o boşluğa düştüm.
Sana tutunmuştum, koparttın!
Çok şey yazasım var da yazamıyorum. Kitabı okuyun ve sağ çıkmaya çalışın, zira ben çıkamıyorum.