Hulâsa ve son zamanlarda hasta bir zihniyetle kışkırtılmak istenen Abdülhamit hayranlığına ve «Abdülhamit’in düşmana bir karış yer terketmediği» masalına rağmen bu padişah, daha saltanatının ilk yıllarında, o zamana kadar hukukî hükümranlık altında olan Romanya, Sırbistan, Tunus, Mısır, gibi ülkelerden başka; Bulgaristan, Karadağ, Yunanistan sınırında bazı bölgelerle Kıbrıs, Avrupa’da önemli bir saha olan Bosna - Hersek vilâyetini, Anadolu’da Kars, Ardahan, Batum sancaklarını, İran sınırında Kutur kazasını, yani meskûn imparatorluğun yarısını, düşmana terketmiş bulunuyordu.
Sayfa 89 - Remzi KitabeviKitabı okudu
KÖLE OLMAYACAĞIZ (SDA Kongresindeki Konuşma, Sarayevo,29.11-11.12.1991)
Fakat Ordu söz konusu olunca birkaç soruyu sormadan edemiyorum:
Ilk olarak Ordu'nun Hırvatistan'daki savaş hedefleri nasıldır? Mesela Dubrovnik'e yapılan saldırı ne içindi?
Ikincisi, savaşta bu kadar gaddarlık nedendir? "Karşı tarafa ait" bir üniformalı kişiyi öldürmek için meskûn yerleri yoğun bombardıman altına tutarak onlarca sivil, çoğu kadın ve çocuk öldürülmektedir. Bunu neyle haklı çıkarmaktadırlar?
Neden Bosna-Hersek'te füzeler var? Onlar ne içindir?
Sayfa 55Kitabı okudu
POLİTİK MAYALANMANIN DERİNLEŞMESİ
1877' de Rusya bir kez daha, on dokuzuncu yüzyılda dördüncü kez Türkiye'yle, bu defa çok sayıda Hıristiyanın Türk hakimiyetinde yaşadıkları Balkanlar'ın denetimi için çalışmaya girdi. Bu kez Rus güçleri genellikle iyi savaştı ve Mart 1878' de Türklere Balkanlar'daki sınırları önemli ölçüde değiştiren Ayastefanos Antlaşması'nı dayattı. Rusya Güney Besarabya'yı, Transkafkasya'da önemli bir kent olan Batum'u ve Doğu Anadolu'daki Kars'ı ilhak etti.
Türkiye, Sırbistan, Romanya ve Karadağ'ın tam bağımsızlığını, Rusya'nın hakimiyetinde bir prenslik olan Bulgaristan'ın özerkliğini kabul etmek zorunda kaldı. Ne var ki Rusya zaferin nimetlerinden ancak birkaç ay yararlanabildi. Temmuz 1878' de büyük güçler, esas olarak Avusturya-Macaristan ve İngiltere, çarı Ayastefanos Antlaşması'nda bazı önemli değişiklikler yapmaya zorladı. Rusya ilhak ettiği toprakları elde tuttu ama Bulgaristan'ın sınırları önemli ölçüde daraldı ve Avusturya-Macaristan, Bosna Hersek'in denetimini aldı. Rusya bir kez daha aşağılandı ve ülkeye binlerce can kaybına mal olan bir savaşın ardından tam bir zaferden yoksun bırakıldığı için derin bir öfkeye kapıldı.
Sayfa 159Kitabı okudu
31 Aralık 1994
Doksan dörtte yaşadığımız kötü olaylardan bazıları: Güneydoğu'da ve ülkemizin birçok yerinde ölen bir yığın insanımız. Yine dört bir yanda yanıp kül olan geniş ormanlarımız. Trafik kazalarından, kirli sulardan ölenlerimiz. Temmuz ayında Sivas Madımak otelinde benzin dökülüp cayır cayır yakılan otuz yedi sosyalist sanatçımız. Aynı yıl içinde üç kez fırlayan enflasyon. Yani, zam zam, zam. Bosna-Hersek, Azerbaycan, Çeçenistan gibi ülkelerin savaşa yenik düşmeleri. Yine doksan beşe bir kala İzmir'in bir köyünde jandarma karakolunda sadist komutanlarca hırsızlık suçundan insaf sızca cezalandırılan yedi çaresiz insan. Bu insanlar komutanın emriyle elleri kolları direğe bağlanarak, aç susuz bırakılıp, üç gün üç gece altlarına ettirilene kadar dövülmüşler ... Ve, zaman zaman haklılara haksızlık, haksızlara hak veren ceza yasaları. Adaletin yerine getirilmediği bir olay da Sivas olayları. Yakarak yıkarak İslamiyet yolunu bulmak isteyenlere, boşuna örümcek kafalı denilmemiş. Bunların tuttuğu yol ne İslamiyet ne de hak yolu. Erbakan'ın kendini ele vermesi, itiraf etmesi gibi, tek amaçları, kan ve vahşet yolu.
Sayfa 125
1908'de Bosna Hersek'i ilhak eden Avusturya- Macaristan da Müslüman Boşnakları göçe zorlamak amacı ile ilhak ettiği topraklarda bir dizi gazino, kabare, birahane, kumarhane ve genelev kurarak Müslüman Boşnakların ahlaki kaygılarla panikleyerek Anadolu'ya göç etmelerini sağlamıştır.
Sayfa 109Kitabı okudu
