Hayattaki en büyük gerçek işsizlik. O kadar mutsuz ve üzgünüm ki, bunun yüzünden intihar etmeyi düşünüyorum. Mücadele edemiyor muyum? Çok ettim. Çok savaştım bununla. Ama yok işte, benim içinde açık bir kapı yok. Hiçbir kapı benim için açılmıyor, açılmayı bırak aralanmıyor bile. Yoruldum artık savaşmaktan. Bu, akıntıya karşı kürek çekmeye benziyor. Yani boşuna çabalamak demek. Oysa diğerleri ne kadar mutlu. Anlayamıyorum, onlar nasıl iş sahibi olabiliyor. Hemen nasıl bulabiliyor. Bir de bana bak, aramadığım yer çalmadığım kapı kalmadı. Ne yapsam hep boş. Uyku uyuyamaz oldum. Bir gün kalp krizi geçirmekten korkuyorum. Çünkü artık kalbim en ufacık sıkıntı da boğulur oldu, tekler oldu. Onların yanında olan, ellerinden tutup yardım edenleri var, benim yok! Olmadığı için bu haldeyim. Hiç kimse en yakının dahi olsa yardım etmek istemiyor. İyilik yapmak istemiyor. Oysa bana bir el uzatıp yardım edene, ömrünün sonuna kadar yetecek dualar ederdim. Ne dilerse ne isterse önüne sererdim. Baş tacı yapardım. Her şeyi bırakır ilk onun derdine koşardım. Bana yapılacak küçücük bir iyiliğe canımı dahi feda ederdim. Ama yok, insanlar menfaatçi olmuş artık. İyilik bile yapmak istemiyorlar. Bu yüzden nefret ediyorum her şeyden. Ve bu yüzden umutsuzluğu seviyorum işte. Boşuna aldanmamayı. Ne yapacağımı şaşırdım. Ben ölünce mi düzelecek her şey???