TANITIM
On binlerce kişinin yaşadığı bir yerde, senelerdir kimse ölmüyorsa, yaşam dengesi nasıl kurulur? Ölüm beraberinde yaşamı da getirir, ama yaşam yalnız kalırsa ve ölüm şehri terk ederse, Tanrı'lar nasıl bir çözüm yolu bulur ? Dengeyi sağlayabilmek için her zaman kurbanlar gereklidir. Onlar öne sürülmelidir ki, düğümler çözülebilsin.
Bir gün bir şeyi istersin, ertesi gün tutkuyla, ölesiye ona bağlanırsın, daha ertesi gün onu istediğinden utanırsın, arzun yerine geldiği için hayata lanet edersin. İşte insan hayatta kendi isteğinin peşinden serbestçe giderse böyle olur. Bastığımız yeri yoklayarak yürümeliyiz; bazı şeylerden gözlerimizi çevirmeliyiz, mutluluk hülyalarına kapılmamalıyız, mutluluk elimizden kaçarsa isyan etmemeliyiz; hayat budur işte. Kim demiş hayat zevk ve mutluluktur. Ne saçma düşünce! Hayat hayattır, bir ödevdir, ödev dediğin de çetin bir iştir.
RİCA EDİYORUM HERKES SONUNA KADAR OKUSUN!
Öncelikle; Bana uygulamada destek verdiğini her fırsatta dile getiren kim varsa, bu iletiyi profilinde paylaşmasını ŞİDDETLE rica ediyorum!
Bu benim için çok önemli! Herkes verdiği destek kadar benden değer görecek, kusura bakmayın.
Şimdi, UYGULAMA YÖNETİCİLERİ SİZE SESLENİYORUM!
Statükocu bir anlayışınız
🍂
Bir adam güzel bir kızla evlendi. Onu çok seviyordu. Bir gün kadının bir deri hastalığı oluştu. Yavaş yavaş güzelliğini kaybetmeye başladı. Bir gün kocası bir iş için ayrıldı. Dönüş yolunda kaza geçirdi ve görme gücünü kaybetti. Ancak aile hayatı her zaman ki gibi devam etti. Ama günler geçtikçe kadın güzelliğini yavaş yavaş kaybetti. Adam sevmeye devam etti ve kadın da onu çok seviyordu. Bir gün kadın öldü. Ölümü adama büyük üzüntü getirdi. Ve adam şehri terketmek istedi. Arkadan bir adam yaklaştı ve dedi ki " nasıl yalnız yürüyeceksin? Bugünlerde karın sana yardım ederdi". Adam cevap verdi. Ben kör değilim. Böyle davrandım çünkü bu hastalık yüzünden cildinin durumunu gördüğümü bilseydi hastalığından daha çok incinirdi. Onu sadece güzelliği için sevmedim. Aynı zamanda şefkatli ve sevgi dolu doğasına âşık oldum. Bende kör taklidi yaptım sadece onu mutlu etmek istedim.
Velhasıl anlıyoruz ki birini gerçekten sevdiğinizde onu mutlu etmek için sonuna kadar yanlarında yürürsünüz ve bazen kör davranmak ve mutlu olmak için başkalarının küçük sorunlarını görmezden gelmek size iyi gelir. Güzellik zamanla solacak ama kalp ve ruh hep aynı olacak. İnsanı sırf görünüşü için değil, içindekiler için sev.
Ve Victor Hugo nun şu sözünü asla unutma :
("Sadece bedenleri, şekilleri, görüntüleri sevenlere ne yazık! Ölüm her şeyi yok edecek. Ruhları sevmeyi deneyin" ...)
🍂{
Friedrich Nietzsche'nin yazdığı son kitap olup daha önce kaleme aldığı kendi kitapları hakkında detaylı açıklamalara yer verdiği için belki de ilk okunması gereken kitabı olmalıdır.
Kitabın adı "Ecce Homo" hakkında kısa bir bilgi paylaşmayı uygun görüyorum.
Hz. İsa döneminde O'nun Tanrının
Önüne açılan yoldan yürü. Şöyle olsaydı, böyle olsaydı daha iyi olurdu, diye vehmettiğin tüm yollar, kaderin dışındadır. Kaderin dışında olansa yok hükmündedir. Olmayan bir yoldan kim yürüyebilir?