Muhafazakarlık mı Rönesans mı
Dede efendi dinlemek, lokum sevmek, bayramda anneannesinin mezarına gitmek bir muhafazakarlık mıdır ? Espresso yerine Türk kahvesi içmek muhafazakarlık mıdır ? Çayı fincan yerine ince belli bardakta tercih etmek muhafazakarlık mıdır ? Bunlar ne kadar muhafazakarlıksa Tanpınar'da o kadar muhafazakardır. Bunlar ne kadar muhafazakarlıksa memlekette muhafazakar diye bilinenlerin çoğu da o kadar muhafazakardır. Eğer böyle bakarsak Batı dünyanın En muhafazakar toplumudur çünkü Batı bunların hepsini yapıyor. İnsanları muhafazakar gösteren kültürel bir takım öğeleri taşımaları sürdürmeleri ise Batı gerçekten muhafazakardır. İtalyan pizza yiyince köylü olmuyor ama biz lahmacun yiyince kırsal oluyoruz! Rakı muhafazakarlık, şarap modernlik! Şaka gibi!!
Sayfa 121
YERYÜZÜ AŞKIN YÜZÜ OLUNCAYA DEK Aşksız ve paramparçaydı yaşam bir inancın yüceliğinde buldum seni bir kavganın güzelliğinde sevdim. bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! Aşk demişti yaşamın bütün ustaları aşk ile sevmek bir güzelliği ve dövüşebilmek o güzellik uğruna. işte yüzünde badem çiçekleri
Reklam
Şunu esas olarak kabul etmeliyiz ki insanların hemen ekserisi yalnız kendilerini düşünürler. Dünyadaki bütün felaketlerin, uygunsuzlukların, bayağılıkların sebebi işte bu her şeyden evvel kendini düşünmek illetidir. İlk bakışta insana bir kurnazlık ve akıllılık gibi görünen bu hal hakikatte aptallıktır. Çünkü dünyada bir insanın başka bir insanın yardım ve alakasına muhtaç olmadan yaşaması mümkün olamayacağına, hatta en kötü hayvanlarda bile birbirlerine yardım hissi mevcut bulunduğuna göre, sadece kendini düşünmek ve başkalarının da böyle yapmasını istemek kendi kendisinin kuyusunu insan başkalarına yardım ettiği, başkalarını sevdiği kadar yükselir. Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir. Hatta mukabele edilmesini bile beklemeden sadece sevmek. Başka bir insanı bahtiyar edebilmek, kendini bahtiyar edebilmekten daha güç fakat daha insancadır. Bugün böyle düşünenlere saf, hatta enayi derler. Fakat ne derlerse desinler, biz kalbimizin ve kafamızın doğru bulduğu şeylerin etrafın ne dediğine bakmadan yapmalıyız.
Oysa o bana sadece bir saniye bakmıştı ben ise o bir saniyeyi aldım, tüm ömrüme bağladım. Bu öyle bir sevgi ki ne yaşayanlar anlar ne de yaşamayanlar beni deli sanır. Delirmedim ama böyle sevmek de delilik bir yerde.
Sayfa 241Kitabı okudu
Zerdüşt yanıt verdi:"Seviyorum insanları." "Ben niye çekildim ki ormana ve ıssızlığa?" dedi ermiş. "-İnsanları çok sevdiğimden değil mi?Şimdi tanrıyı seviyorum:sevmiyorum insanları.Tamamlanmamış bir şeydir insan benim gözümde.İnsanları sevmek mahvederdi beni."
Halbuki Muazzez’e karşı olan hisleri büsbütün başkaydı. Onu hariçte bir mevcut,yabancı ve başka bir insan olarak düşünmüyor; kendinin bir parçası, kolu, gözü ve yüreği olarak tasavvur ediyordu. Burada beğenmek veya beğenmemek, sevmek veya sevmemek, hayran olmak veya küçük görmek bahis mevzuu olamazdı; çünkü böyle şeyleri bir kere bile kafasından geçirmiş değildi.
Reklam
Kocam varken başka bir erkeği sevmek, onunla olmak, onun olmak büyük suç. Bağışlanmaz bir şey. Ben de olsam ayıplardım bunu kim yapsa. Ancak kişi bazı duygularının içinde bocalarsa, çıkar yol bulamazsa ne yapardı? Suçtu insanoğlu için güzel olan ne varsa. Hepsi sınırlıydı. Hareketler, istekler, düşler bile. Oysaki, asıl suç, insan olmaktı. İnsan yaratılmaktı. İnsancıl güçsüzlüklere kendini kaptırmayı önleyememekti. Suç, insanoğlunun böyle yaratılmasındaydı. Kişi, bir an geliyordu, boş veriyordu her şeye. Bütün değer yargılarına arkasını çeviriyordu. Fazla incelemiyordu yaşamasını. Alışılmış düzenin dışına insandan üstün bir güç onu iteliyordu. Suç insan olmaktı. İnsan yaratılmaktı demek.
Sayfa 139 - Can
Patlama bugün olmayacak. Daha çok erken… Belki de çok geç. Öyle kesin hakikatler kuşanmış değilim kesinlikle. Aklımdan temel nitelikte çarpıcı düşünceler geçmiyor. Bununla birlikte, tüm soğukkanlılığımla, bazı şeylerin söylenmesinin iyi olacağını düşünüyorum. Bu şeyleri söyleyeceğim, haykırmayacağım. Çünkü çok oldu haykırışlar yaşamımdan
Yahut bir hanımeli çiçeğini..
Sevmek böyle bir şey heralde diyorum Sen uzun uzun koklarken bir gülü..
Halbuki Muazzez’e karşı olan hisleri büsbütün başkaydı. Onu hariç de bir mevcut, yabancı ve başka bir insan olarak düşünmüyor; kendinin bir parçası, kolu, gözü ve yüreği olarak tasavvur ediyordu. Burada beğenmek veya beğenmemek, sevmek veya sevmemek, veya küçük görmek bahis mevzuu olamazdı; çünkü böyle şeyleri bir kere bile kafasından geçirmiş değildi. Muazzeze dair içinde uyanan ve şuuruna varan his, onun kendisinden koparılması ihtimaline karşı duyduğu müthiş bir acı oldu.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.