Önce göz, sonra çiçek gelir…
“Bilirsiniz, çiçekler aslında bitkilerin üreme organlarıdır. O güzel görüntüleri ise sırf kendilerini diğer hemcinsleri ile üremelerini sağlayacak şekilde “tozlaştıracak” canlılara beğendirip, nesillerini devam ettirmek üzere avantaj sağlayabilmek amacıyla milyonlarca yıl boyunca incelikle tasarlanmıştır. Diğer canlılar güzel gözüken veya gösterişli çiçeklere daha çok ilgi göstermiş, onlardan daha fazla poleni diğer çiçeklere taşımış, o kadar gösterişli olmayan çiçeklerin de zamanla nesli tükenmiştir. Çiçeklerin bugün bildiğimiz o devasa çeşitliliğinin böyle sade ve anlaşılır nedenlere dayanıyor olduğunu fark etmek, bize önemli bir mesaj verir: Önce göz, sonra çiçek gelir…” Günümüzün insanlarındaki kitabı kapağına göre yargılamak gibi bir kaba tabirle ifade edeceğim dış görünüşü beğenilmeyenin kalbine, aklına bakılmayışı durumu biyolojik olarak evrenselmiş demek ki..
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
Reklam
Bir gün Don Kişot, hüzünlü kişiliğin bu ünlü şövalyesi, dünyanın gelmiş geçmiş şövalyelerinin en saf, en yüce gönüllü, en kalbi temiz olanı Don Kişot, sadık seyisi Sancho'yla serüven peşinde yolculuklara çıkarken birdenbire onu uzun süre düşündüren kuşku ve şaşkınlığın içine gömülüyor. Olay şu: Yaşamöykülerini şövalye romanları adı verilen ve
Sayfa 950 - 951, 952, 953, 954, 955 Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Günümüz insanını ne bilgisizlik ne doğa ne de hastalık öldürecektir. Şimdiki muazzam ve silahlı uygarlığı yok etmekle tehdit eden tehlike yine insanın kendisidir. "O her zamankinden iyi yaşayabilir, ama nasıl yaşaması gerektiğini her zamankinden daha mı az bilmektedir?" İnsan kim olduğunu bilmeden başka bir şeyden nasıl söz edebilir?17
Sayfa 28 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
İnançlarımızı başkalarına tebliğ ederek onlara iyilik yaptığımızı düşünürüz. Fakat başkaları bize inançlarını anlatmaya başladıklarında bunu “dayatma” ve “kötülük” olarak algılama ihtimalimiz pek yüksektir. Neredeyse tüm insanlar, inançları ve inançlarının tutarlılığı konusunda kendilerinden pek emindirler. (Zihinlerimizdeki “boşluk doldurma
Shshhshshsh
Devamında — bir bütün yığın, aslında –itiraf etmek de gerek ki— kolejli kızımız tarafından sayfaları açılmamış ve okunulmaya başlanılmamış, çekmecenin dibine öylece atılıp unutulmuş, sayıları üç yüzden ya da dört yüzden az olmayan, minik minik, bugün için sıradan şiir kitabı. Üzerileri en bir gayretli şekilde kızdan okunmayı talep eden, okumaya
Reklam
102 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.