Hayatı belli şartlar altında yaşamaya buyur ediliriz. Hayat boyu böyledir bu. Doğduğumuz andan ölümümüze değin hep bu şartlar topluluğu bir şartlar topluluğu ile çevrelenmişizdir. Kimimizin babası sert, kimimizin ki fazla yumuşak, kimimizin annesi ilgisiz, kimimizin ki ise insanı boğacak kadar ilgilidir. İçinde yaşatıldığımız şartlar ilk olarak
Kur'ân ve Sünnet'ten aldığı ilham ve Sahâbe'nin ameli örnekliğinin şuurunda olan İslâm büyükleri de daima ibadet çeşitlerinden biri olan ticarete insanları teşvik etmiş, tembelliğin, miskinliğin, başkalarına el açmanın ve yük olmanın kötülüğüne dikkatleri çekmişlerdir. Büyük bir âlim ve aynı zamanda da tüccar olan İmam Ebû Hanife, hayatı boyunca devam ettirdiği ticareti ile bu konuda çok güzel bir örneklik ortaya koymuştur. Aynı dönemin önemli bir ismi olan ve malı "Müslüman'ın Silahı" olarak gören Süfyân es-Sevrî de (v. 161/778) insanları hep çalışmaya teşvik etmiştir. Konu ile alakalı Muhammed b. Sevr şöyle bir hadise rivayet etmektedir: "Mescid-i Haram'da otururken Süfyân es-Sevrî bize uğradı; 'sizi böyle oturtan nedir?' diye sordu, biz de 'ne yapalım ki?' deyince: 'Kalkın, çalışın, Allah'ın lütfünü arayın. Müslümanlara yük olmayın.' şeklinde ikazda bulundu."[11] Ali b. Cafer şöyle demektedir: "Babam, Ahmed b. Hanbel'i (v. 241/855) ziyarete giderken beni de yanında götürdü. 'Bu oğlumdur' deyince, 'İmam önce bana dua etti ve babama: 'Onu çarşıya çıkar, piyasayı öğrenmeye zorla ve akranlarından uzak tut. diye tavsiyede bulundu." [12] Tarihimizin yetiştirdiği en büyük sûfi ve zahitlerden biri olan İbrahim b. Edhem (v. 161/778) kimselere yük olmamak için rızkını amelelik yaparak kazanırdı. Birileri ona: "Nasılsın?" diye sorduklarında verdiği cevap şu olurdu: "Nafakamı benden başkası temin etmediği müddetçe çok iyiyim." [13]
Reklam
SON DANS -1 O eve hiç gitmek istemiyordum. Yine de ayaklarım sürüklüyordu beni. Yol boyunca öylesine değişik duygularla yürüdüm ki. Sanki bir şey olsun, bir şey olsun da beni yolumdan alıkoysun istedim. Zaten bir süredir kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Yorgunum. Hiçbir yere sığamıyorum. Bir boşluktayım sanki. Boğulduğumu, nefes alamadığımı
269 syf.
8/10 puan verdi
Puslu Kıtalar Atlası'ndan sonra okuduğum ikinci Anar kitabı. Her iki kitap da bahsedilen döneme götürme konusunda gördüklerimin en iyisinden. Eski kelimelerin bolca geçmesinin etkisi büyük olsa da bunu, bahsettiğim dönem yolculuğunun asıl sebebi olarak tayin etmek büyük haksızlık olur. Peki nedir o zaman bizi götüren? Net bir şey
Suskunlar
Suskunlarİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20219,4bin okunma
·
Puan vermedi
Kitabı incelemeye ilk olarak yazarı tanıyarak başlamanın daha iyi olacağını düşünüyorum. Victor Frankl Yahudi Soykırımı’ndan kurtulan nörolog ve psikiyatrdır. Hümanist ve Varoluşçu bir felsefe olan logoterapinin kurucusudur. Bu felsefe motivasyon odaklı bir metottur. 92 yıl yaşamıştır ve başkalarının kendi yaşamlarının anlamını bulmasına yardım
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl · Okuyan Us Yayın · 202335,8bin okunma
Ama içimle barışıktım. Halkın yoksulluğunu duyuyorduk. Savaşıyordum da...-Sevsinler savaşanı... Zengin, fakir çocuklarına tam bir eşitlikle Fuzuli, Yahya Kemal öğretiyordun!... Hiç değilse kendimi aldatıyordum, şimdi o da olmuyor! «İnsan âlemde hayâl ettiği müddetçe yaşar.» İşte senin afyonların! «İstanbul’u duydum daha bir kere sesinde...» Büyük
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.