Dünyaya böyle insanlar lazım
Haksızlığın, yalanın, riyanın hâsılı bütün ahlâksızlıkların ve zaafların müthiş düşmanıdır.
Acaba "çok çocuk yetiştirmek lazım!" diye, kaloriferli odalarında kristal yazı masalarının başında "laf ile dünyaya nizamat" verenler, bu "çok çocukların halini bir gördüler mi? Ankaranın Yenişehir tarafında sefil çocuk görülmez, çünkü Yenişehir halkının göz zevkini ve vicdan rahatını pek düşünen Ankara vilayeti, böyle
Sayfa 127
Reklam
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
KÖTÜLERE KARŞI TAVIR ALMAK
Önce öğren. Hemen peşinden de, öğrendiğinle amel et. İhlâslı ol. Gerek kendi nefsâniyetinden ve gerekse insanlardan sıyrıl. Ve: – Allah! De. O'nun yolundan sapanları bırak. İçine daldıkları çirkefde oynasınlar. İbrâhim aleyhisselâmın dediği gibi de. O, şöyle demişdi: Hiç şüphesiz, onlar benim düşmanımdırlar. Fakat âlemlerin Rabbi böyle
+1
Acaba “çok çocuk yetiştirmemiz lâzım!” diye kaloriferli odalarında, kristal yazı masalarının başında “lâf ile dünyaya nizamat” verenler, bu “çok çocuk”ların halini bir gördüler mi? Ankara’nın Yenişehir tarafında sefil çocuk görülmez, çünkü Yenişehir halkının göz zevkini ve vicdan rahatını pek düşünen Ankara vilâyeti, böyle çocukları oraya sokmaz,
16. Bölüm
“Sen hiç fena bir çocuk değilsin!..” dedi. “Senden istifade edilebilirdi. Hayatını bu salakça gidişten ayırman ve ona daha manalı bir istikamet vermen, daha büyük hedeflerin peşinde koşman mümkündü... Fakat sen istemiyorsun... Sana acıyorum... Sen böyle postane köşelerinde üç buçuk kuruşa memurluk yaparak ev beslemeye uğraşacak adam mısın?” Eliyle Ömer'in başını dürttü: “Bu kafa büsbütün başka işler becerebilir... Sen kendini ziyan ediyorsun, halbuki buna hakkın yok!.. Madem ki herkes gibi değilsin, onlardan daha akıllı, daha üstünsün, onlara hükmetmek hakkın, hatta vazifendir. Yalnız bunu istemen lazım. Her şeyi feda edebilecek kadar şiddetle istemen ve bütün arzularını bir tek gayeye: İnsanlara hükmetmek, onların başına geçmek gayesine hasretmen lazım. Sonra senin gibi hayallerle, çocukça, daha doğrusu kadınca hislerle uğraşmak da insanı berbat eder. Hayatını nasıl olup da bir kadına bağladığına şaşıyorum. Kadın bir oyuncaktan başka nedir? Erkek, tam manasıyla erkek ol... Erkek sert, haşin, âciz hislere yabancı, sadece kuvvete tapan mahluktur. Dünyaya bizim gibi insanlar kendi kafalarında tasavvur ettikleri şekli vermeli ve koyun sürüsünden farkı olmayan halk ise sadece tabi olmalıdır. Bunu sabit fikir halinde kafana yerleştirir ve maddi, manevi bütün kuvvetlerinle bu yolda çalışırsan muhakkak gayene varırsın... Muvaffak olmamak ihtimali pek azdır; belki de hiç yoktur...”
Sayfa 146Kitabı okudu
Reklam
Derin sularda yalnız bir mümin: Garaudy 1
Yıldız Ramazanoğlu son aylarda Roger Garaudy okumaları yapmakta idi. Okumalarının sonucunda Garaudy’nin Türkçedeki mütercimi Cemal Aydın ile uzun, dolu dolu bir söyleşi gerçekleştirdi. Garaudy üzerine yapılmış bu derinlikli ve ne yazık ki bir “ilk” olan önemli söyleşiyi sizlere sunuyoruz. Cemal Aydın, 1948 Isparta, Şarkikaraağaç doğumlu. İstanbul
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
99 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.