Bugün yaşadığımız dünyada insanların az kelime kullanarak konuşup, derdini anlatabilir olması kimilerine göre bir avantaj gibi görünebilir. ama işin gerçeğine bakarsanız, zihniniz ne kadar az kelime kullanırsanız o kadar az derinliğe gittiğinden dolayı sığ düşünceye sahip olur.
Bir dipnot :
Eşanlamlı kelime yoktur her kelimenin anlam ve kullanım yeri farklıdır bu tdk nın bu millete attiği büyük bir goldür. Eşanlamlı diye diye kelimelere, zihnimiz güdükleştirilmiştir.
Düşünce adamı, bulur ve bulduğunu hayatında yaşamaya koyulur, felsefeci ise arayıştadır hep arar, merkeze amaç olarak aramayı koyduğu için amacına uygun hareket eder.
Düşünce adaminin merkezinde yaşamak vardır bu sebepten arayış onun için bir araçtır.
Yaşamınızda amaç ve araç sıralamasını doğru yapabilmek bu yüzden çok önemlidir.
Muhabbet-i hakikî, kalbin bütün nefsânî bulanıklıktan ve kedûrâtı nefsâniyyeden selâmetinden sonra vücûde gelir. O vakit, Hakk'dan gayri muhît olmadığı görülür. Ve O'na Zât-ı Mutlak demekden başka tavsif imkânı kalmaz.
Yâr istemez ki âşığı başkasına yâr olsun,
Her an bir tereddüt ile kararsız olsun.
İster ki kalbi başka suretten arınıp
Sürekli kendi suretine ayna tutucu olsun.
Kendisinden önceki hakikati kabul etmeyen, kendi hakikatini göremez.
Mümin'in Kuran'ı Azimuşşan'ı kabul etmesi, önce gelen kitapları da kabul etmesiyle mümkündür.
Ey insan sen kendini kendine Malik sanma, çünkü sen kendini idare edemezsin. O yük ağırdır, kendi başına muhafaza edemezsin. Belalardan sakınıp levazımatını yerine getiremezsin. Öyleyse beyhude ızdıraba düşüp azap çekme. Mülk başkasınındır. O Malik hem Kadirdir hem Rahimdir. Kudretine istinad et; rahmetini ittiham etme. Kederi bırak, keyfini çek; zahmeti at sayfayı bul.
-Bediüzzaman