Bencil kişi sadece kendisiyle ilgilidir. Herkesin kendine göre olmasını ister, vermekten hiç tat almaz, almayı sever. Dış dünyaya sadece ondan ne alabileceği noktasından bakar, başkalarının gereksinimlerine karşı ilgisiz, onların onur ve bütünlüklerine karşı saygısızdır. Kendinden başka hiç kimseyi görmez. Her şeyi ve herkesi kendine sağlayacağı yarar açısından yargılar, öz olarak sevebilme yeteneğinden yoksundur. Bu, başkalarına duyulan ilginin, kişinin kendine duyduğu ilginin almaşığı olduğunu kanıtlamaz mı? Eğer bencillikle, kendini sevme aynı olsaydı, bu gerçek olurdu. Ne var ki böylesi bir sanı, tartıştığımız konuyla ilişkin birçok hatalı sonuç çıkmasına yol açacak kadar büyük bir yanlıştır. Bencillik ve kendini sevme, aynı olmak bir yana birbirinin zıddıdırlar.
Bencil kişi kendini çok fazla değil, çok az sever, hatta kendinden nefret eder. Üretici olmamasının bir belirtisi olan bu kendinden hoşlanmama ve kendine ilgi göstermeme, onu boş ve huzursuz kılar. Böyle bir kişi mutsuzdur ve kendisine bilinç dışı engeller koyarak, ulaşamadığı doygunlukları öfkeyle yaşamdan kopartıp almaya çabalar. Görünüşte kendisiyle fazla ilgilenmektedir ;aslında bunlar gerçek kimliğine ilgi göstermedeki beceriksizliğinin üstünü örtmek ve gidermek için yapılan başarısız deneylerdir.
Freud,bencil kişinin sevgiyi başkalarından alıp kendine yönlendirdiği için narsist olduğunu söylemiştir.
Bencil kişilerin başkalarını sevemedikleri bir gerçektir, fakat onlar kendilerini de sevme yetisinden yoksundurlar.