"Şarkıları var sadece. Kulak verip duymak isterseniz...
Şarkımızı almak istiyorlar elimizden. Bizse kırlangıçlar kadar olamıyoruz.
Hikayenin ana fikri budur. Diyeceklerim bundan ibarettir."
"İşte sağımda çeşitli renklerdeki namaz kıyafetleri ile bir çiçek tarlasına benzeyen kadınlar var.
İşte etrafımda, yüzlerine 90 yıllık hüzün birikmiş Filistinliler var.
Hüzün ve vakar... En çok bunlar var işte burası Mescidi Aksâ'dır.
İşte burası, dünyada insanın kendisini evinde hissetmeye en çok yaklaştığı birkaç mekandan biridir."
Haberi alır almaz tığ teber şah-ı merdan fırladaydım evden.
Bir hanımla kıza, darbe yapıyorlarmış, ben direnmeye gidiyorum, hakkınızı helal edin, deyişim hatırımda,
bir de havanın yapışkanlığı...
Öldükten beş gün sonra geldin rüyama. Babaeski’deki eski evin oradasın. Hayır gelin çıktığın ev değil, diğeri. Biz çocukken her yazları kardeşlerinle, kuzenlerimle bir araya geldiğimiz eski mezarlığın oradaki ev. Evin bahçesine çiçekler ekilmiş. 20 li yaşlarındasın. Sanırım hiç evlenmemişsin. Bahçedeki çiçekleri suluyorsun. Çok mutlusun. O kadar
"...bizim için bir açıklaması var tabii: Eceli gelmiş.
Ecelin Latincesi nedir acaba? Bilimi her seferinde yenilgiye uğratan bu büyülü sözcüğün Latince karşılığı olmalı mutlaka."