Alparslan Türkeş, Türk tarihine vâkıf bir liderdi. Bu yüzden Türk'ün sembolü olan ve sahiplenilmediği için unutulmaya yüz tutan değeri "kurt"u benimsemiştir. Türkeş'in, Millet Partisi lideri, rahmetli Osman Bölükbaşı'yla arasında geçen sohbeti de burada nakletmekte fayda görüyorum: Ancak Alparslan Türkeş'in bu işarete yüklediği başka bir anlam daha vardı. Onu da Millet Partisi kurucusu rahmetli Osman Bölükbaşı'na şöyle anlatmıştı: Bölükbaşı: Yahu Türkeş siz bir işaret yapıyorsunuz, kurda benziyor. Onu anladık da, benim bildiğim sen, Türkeş ona bir mânâ yüklemişsindir. Türkeş: Elbette ağabey (Bölükbaşı Başbuğ'dan yaşça büyüktür.). Bölükbaşı: Peki nedir? Türkeş: (Bir eliyle bozkurt işareti yapar, diğer elinin başparmağıyla işaret ederek tarif eder.) Bak ağabey, şu serçe parmak Türk'tür, şu işaret parmağı da İslam'dır. Şu bozkurt işareti yaptığımız işaretin arasında kalan boşluk ise cihandır (dünyadır). Son olarak kalan 3 parmağın birleştiği nokta ise mühürdür. Yani ağabey işaret ederek gösterir isek şu çıkar: Türk-İslam mührünü dünyaya vuracağız.
Ortadoğu ve Afrika kanıyor. Gazze, israil tarafından bombalanıyor. İfo ve Utaş’ta çocuklar ölüyor. Sayısını kimse bilmiyor. Gazze Mülteci Kampı yanıyor. Şatilla ağlıyor. Yarmuk ölüyor. Değişen hiçbir şey yok. Ellerinden ekmeği alınan mazlumlar ve işkence altında inleyen mustazaflar, üzerine ölü toprağı serilmiş ve varlık içinde yaşayan ümmetin kendilerine yardım eli uzatmasını bekliyor.
Reklam
"Kamil manada iman sahibi olmak için sevmek gerekiyor. Bir binanın tuğlaları gibi içten sevebilmek için tanımak, tanımak için bilmek, bilmek için okumaka gerekiyor. Pislikten daha değersiz olan cehaletten sıyrılmak gerekiyor. Alim olunmasa da ilim yolunda dirsek çürütmek gerekiyor. Bilseydik, severdik! Sevseydik, ağlardık! "
Yol verince gizli Yurt, Aldı bizi bir Bozkurt, Kaf Dağı'ndan geçirdi, Türk Eli'ne getirdi.
"Kitapları paylaşan insanlar önce kitabı paylaşacağı insanı okuyup bitirmeli."
Sayfa 45 - Sirya Yayıncılık, 1. BaskıKitabı okuyor
Karahanlılar'da özel mülkiyetin hızla geliştiği ve insan davranışlarını etkilediği görülüyor. Kaşgarlı Mahmut’un bunu anlatmak için Divan'a aldığı iki dizede şöyle deniyor: "Mal yüzünden adamlar hep bozuldu; mal gördüklerinde kartal gibi leşin üzerine inerler."
Reklam
Vazgeçebilmek de acının içinden geçmektir.,,,
Yaşamak acı çekmektir ve hayatta kalmak acıda anlam bulmaktır… Viktor Frankl
Kelebek Bahçesi
SERCAN : İnsan ulaşamadığı her şeyin kölesi, ulaştığı her şeyin de nankörü olur. Ulaşmaya çalıştığımız hayaller, hayallerimizde daha güzeller. Şunu duymuşsunuzdur: Zamanını kelebekleri kovalamakla geçirirsen senden kaçarlar ama oturup da bir bahçe ekersen kelebekler sana gelir. Oldu da kelebekler sana gelmedi, en azından elinde güzel bir bahçe olur.
Sayfa 14 - Destek YayınlarıKitabı okuyor
Hani derler ya:
"Beğendiğin bedenlere hayal ettiğin ruhu koyup âşık olduğunu zannediyorsun."
Sayfa 13 - Destek YayınlarıKitabı okuyor
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.