mono

ama marthe, meursault'nun her şeyden, kendinden bile kurtulduğu bir anda gelmişti. özgürlük ve bağımsızlık kaygısı, ancak hâlâ umutla yaşayan bir varlıkta duyulur. meursault için hiçbir şey önemli değildi o sırada.
Reklam
afgan âşık olduğu tek kadını hatırladı ve kalbiyle beyni arasındaki tünelde yaşayan kadının hayalinin doktor frankenstein'ın o meşhur yaratığı kadar canlı olduğunu fark etti. o kadın afgan'ın kalbini saran zarı yaşadığı müddetçe soyacak ve dokunduğu ilk eti yiyecekti. o kadın, afgan ne yaşıyor olursa olsun, genç adamın kalbini yiyip bitirecekti. çünkü afgan gerçek bir piç gibi âşık olmuştu. gerçek bir piç gibi âşık olmanın tek tedavisi ölümdü. kadının değil, piçin ölümü.
Sayfa 201Kitabı okudu
biz ne x-generation'uz, ne y-generation ne de herhangi bir başka nesil. bizim neslimizin adı dejenerasyondur. film afişlerinde iyi duracak bir nesil adı: d-generation! yani nesilsizler nesli. hiçbir nesle ait olmayanların çağı. en korkulması gerekenlerin nesli, çünkü hiçbir tanımı, sınırı, kuralı yok. muhtemelen, bu son nesil olacak. belki binlerce yıl sürecek. ama son olacak. dünya adındaki tiyatronun perdesini dejenereler kapatacak.
Sayfa 148Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
kendimi beyaz kadranlı, romen rakamlı bir duvar saatindeki saniye çubuğu gibi hissediyorum. sadece dönüyorum. zamanın kendisiyim. geçiyorum.
Sayfa 142Kitabı okudu
yaşamaya büyük bir yeteneğim olduğunu düşünüyorum. yani nasıl yaşanması gerektiğini çok iyi biliyorum. iyi hayat nasıl geçirilir, çok iyi biliyorum. ama ilgimi çekmiyor. yani yaşamaya büyük bir yeteneğim var ama ilgimi çekmiyor.
Sayfa 125Kitabı okudu
Reklam
aslında kötülerin de iyilerden farkı yoktu. sadece onlar pişman olurlarken daha hızlı davranıyorlar ve yeni günahlar işlemek için sokağa çıktıklarında vicdan azaplarını gözyaşı basmış evlerinde bırakıyorlardı. oysa iyilerin evlerini gözyaşı basana kadar bir ömür geçiyordu. onun dışında bir farkları yoktu. kötüler, iyiler, kısa ve uzun süreli vicdan azapları, sessiz ve gürültülü pişmanlıklar.
Sayfa 119Kitabı okudu
hakan'ın kötülüğünün türkçe'si, hayat boyu pişman olmayacak kadar yoğun ve kısa süren vicdan azapları çekmesiydi. bu azaplar o kadar ağırdı ki, sadece birkaç saat sürüyordu. üç saatlik bir yağmurun içinde üç saniye dolu yağması gibi, on yıllar süren insan hayatındaki birkaç saatin de hiçbir değeri yoktu.
Sayfa 119Kitabı okudu
"kendimden nefret ediyorum ve ölmek istiyorum" diye haykırdığı aynalara, "ölümden nefret ediyorum ve kendimi istiyorum" diye fısıldarlar.
Sayfa 104Kitabı okudu
gelecekten bir şey beklemeyenler, mutluluklarını geçmişte yaratırlar.
"eğer" dedi kendisine, "sadece zevk ve acı varsa. her şey sadece onlardan ibaretse tek bir çözüm kalıyor geriye: acıdan da zevk almak. böylece hayat sadece zevk olacak."
Reklam
gelecek, geçmişin merhametine kalmıştır ve insan, ikisinin arasında bir kurbandır.
benden sonra ölümden başka hiçbir âşık bilmeyecek seni
seni yakacak ateş beni yakan sevgiden daha harlı olamaz
1,149 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.