hakan'ın kötülüğünün türkçe'si, hayat boyu pişman olmayacak kadar yoğun ve kısa süren vicdan azapları çekmesiydi. bu azaplar o kadar ağırdı ki, sadece birkaç saat sürüyordu. üç saatlik bir yağmurun içinde üç saniye dolu yağması gibi, on yıllar süren insan hayatındaki birkaç saatin de hiçbir değeri yoktu.
"eğer" dedi kendisine, "sadece zevk ve acı varsa. her şey sadece onlardan ibaretse tek bir çözüm kalıyor geriye: acıdan da zevk almak. böylece hayat sadece zevk olacak."
duran/özleyen, olduğu yerde kalır, giden/özlenen artık görülemez hâle gelene dek yerinden kıpırdayamaz; ama, özlenen de, belli aralıklarla dönüp geri bakar (özlenen hâlâ orada duruyor mu diye değil; özleyenin hâlâ orada durduğunu bildiğinden)