"Çok mutsuzuz. İkimiz de ölesiye mutsuzuz. Şebnem eskiden pek ağlamazdı, bu aralar sık sık ağlıyor. Öyle salya sümük değil, sessiz ince bir ağlayışı var. Annem de böyle ağlardı. İçine içine. Ben ağlamalarla baş edemem, hele böylesiyle. Ağlamaya başladığı zaman çıkıp gidiyorum. Ağlamasa da gidiyorum, onunla aynı evde kalmaya dayanamıyorum artık. "
Sayfa 408Kitabı okudu
Büyümenin alameti bana göre kimseden ilgi, alaka beklememek, derdini, mutluluğunu kimseyle paylaşma ihtiyacı duymamak demek. Bir zamanlar her şeyini sevdikleriyle paylaşma hevesi olan bir kızdım. Şimdilerde acım da mutluluğum da hep boğazımda duruyor, anlatacak kadar yok belki de, anca bana yetiyor. Anlatınca bir şey olmayacak raddesi, olmuşlar ve olacakların nedenini niçinini tahmin edebiliyor olmaktır belki. Alacak akıl da dinleyecek nasihat de konuşacak takat de kalmadı. Tartışacak gücüm de tükendi, kim neyi nasıl görüyor kabul ediyorsa eyvallah diyorum. Benim istediklerimin olması da mühim değil, her ne olacaksa kimin istediği şekilde olursa olsun modundayım. Gün bi şekilde bitiyor, zaman öyle ya da böyle geçiyor. Hayat böyle bir şey bu aralar. Kim bilir yarınlar nasıl olacak.
Reklam
Kaç gün geçti bilmiyorum. Ama içimde hep şu his var. Keşke bişeylerimiz uyuşmasaydı, bi konu yüzünden tartışsaydık, bi sinir öfkeyle ayrılsaydık da böyle olmasaydı. Göğsümü gere gere yine birlikte olmasakta ben onu çok seviyorum. Uzakta olsak da o kalbimde ve biliyorum o da beni seviyor. Ama şartlar hayat kader adını ne koyarsanız koyun birlikte olamıyoruz yan yana gelemiyoruz. Olsun kalplerimiz bir. Belki de hayırlısı bu, onu uzaktan da sevebilirim, belki de uzaktan sevmem onun mutluluğu için daha iyidir, vuslatım dedim bi kere ben ona. Son nefesime kadar da vuslatım olarak kalacak diyebilseydim. Ya da içimde küçücük de olsa bi umut. 60 yaşına gelsem bana gelse şartlar ne olursa olsun kabul ederim deseydim. Şimdi adın geçti mi susuyorum. Adın geçmesin, hatırlatacak birşey olmasın gün içinde diye dua ediyorum. Canım sürekli yanıyor. Ama bi anı, bi isim, bi mekan, bi müzik hatta gördüğüm yaşlı çiftler… Canımı öylesine acıtıyor ki. Tarif etmeye çalışmayacağım. Zaten istesemde edemem. Gülüp eğlenip rutin hayatımı yaşar gibi görünürken o acıyı göstermeyeceğim diye çok çaba sarfediyorum. Bi an önce eve geleyim, ya da yalnız kalayım istiyorum hergün, her saat. Bi yanardağım bu aralar. İçim alev alev. Dışımda o ateşin emaresi yok. Patlasam yıkıp devireceğim eriteceğim önüme ne gelirse. Ama içimde yaşamaya çalışıyorum. Ne olursa olsun biz çok güzeldik. Çok güzel de olacaktık. Yazık oldu…
Haleti ruhiyem...
İçimde tarifsiz bir sıkıntı var bu aralar. Başımı kitaplardan kaldırıp etrafa bakınmaya çalışırken, insanların samimiyetsizliği çarpıyor suratıma. Zaman mı değişti, insanlar mı? Yoksa her şey aynıydı da ben mi yeni uyanıyorum bu karanlığa? Yoruldum işte, hergün biraz daha çoğala çoğala. Bedenim yorgun, ruhum yorgun, kalbim yorgun. Kırgın değilim, küs değilim ama umudumu yitirdim. O samimiyete olan inancımı, umudumu yitirdim. Güzel, temiz olması için her şey bu kadar mümkünken neden beyazı bu kadar bulandırıyoruz ki? Eğer insanlarsa değişen, ben yalnızlığı seveceğim bundan böyle. Eğer zamansa bizi bu kadar değiştiren, ben bu çağa ait değilim. Eğer bensem bu kadar değişen, karanlığa uyanan bu kadını hiç sevmedim... Münevver Algül
Nasılım biliyor musun Kimseye acımı belli ettmemek için gülüyorum. Kimse yıkıldığımı anlamasın diye şakalar yapıyorum. Nasılsın diye soran olursa iyiyim diyorum. Başkası ağlarken ben içime atıyorum. Bu aralar kalp zaten yokluyor beni atsan mı atmasam mı diye. Düşünmek ağır geliyor nefes alamiyorum. Ama kimseye çaktırmıyorum hep iyiyim ben hep mutluyum hep neşeliyim. Ama işte oturunca bir kenara dizlerimin bağı çözülüyor dalıyorum düşüncelere. Öksürüyorum bu aralar herkes soğuk algınlığı falan sanıyor ilaç iç geçer diyor keşke bir ilaç olsa da bütün her şeyi unuttsak dertsiz sevdiğim kişiyle yaşasam bir seni seviyorum lafı bile mutlu ediyor. Yüzümde tebessüm oluşuyor hayat vurdum mu peş peşe vuruyor bu böyle giderse bu beden bu kadar acıya dayanmıycak🥀
224 syf.
·
Not rated
Uzun zaman önce bir cümle okumuştum Sartre'den. O zamanlar nedir, neyin nesidir anlamamıştım. Ama şimdi çok net bildim. Amentü şiirinde de böyle başlıyor İsmet Özel sonunda da biliyor... Ne demiş Sartre "Kediye kedi diyelim; sözcükler hastaysa onları iyileştirelim." Sözcüğün hastalığı olur mu? Piç kitabını okuyunca hasta bir
Piç
PiçHakan Günday · Doğan Kitap · 20199.6k okunma
Reklam
959 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.