Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Güldürdü :D
Okullar tatil oluyordu. (Zaman düzensizliğine ve dolayısıyla zaman kavramının yokluğuna dikkatinizi çekerim.) Sevdiğim insan sınıfını geçmiş gidiyordu. (Şu 'sevdiğim insan' sözünü duyunca bütün iyi duygularım yok oluyor M.C.'ye karşı.) Tuttum, sevdiğim insana bir bir mektup yazdım tehdit edercesine. Aldı mektubu, koynuna koydu götürdü eve ('Tatlı
Bir Mektup
Babaanne sen çok tehlikelisin :D
"Aşağılık yaratıklar, sıradan insanlar sürüsü olup çıktınız! Devrim’den bu yana dünya tanınmaz hale geldi. Bütün eylemlere iri laflar sokuşturdunuz, yaşamın her köşesine ödevler yerleştirdiniz; eşitliğe ve sonsuz tutkuya inanıyorsunuz. İnsanlar sevdadan öldüğümüzü anlatan dizeler yazdılar. Benim zamanımdaysa erkeklere bütün kadınları sevmeyi öğretmek üzere şiir yazılırdı. Biz kadınlara gelince!.. Kibar bir bey hoşumuza gidince, küçük kızım, ona bir uşak yolluyorduk. Ve yüreğimizde yeni bir heves uyanınca, eski sevgiliye hemen yol veriyorduk, eğer ikisini birden saklamak istemiyorsak…”
Reklam
- Bırak şimdi lafı değiştirmeyi, nen var kızım senin... - Vizyonum daral d ı ! . . - Aah ah... Benim de içim daralıyo... Noolucak bu ülkenin hali?
Bu benim kızım :D
Benden başka kimse gülmedi. Herkes bana bakıp duruyordu. Fıstıkları ağzıma atıp kahkahalarla güldüm.
ZİRVEDEN NOTLARKitabı okudu
Manyak kadın
Tayyip Erdoğan, Gezi olaylarından beri her yerde "benim başörtülü bacıma saldırdılar" diyordu.Miting meydanlarında "benim başörtülü bacımı başörtüsünden tutarak yerlerde süründürdüler, bebeğini taciz ettiler,görüntüler elimizde" diye bağırıyordu.AKP'li Bahçelievler belediye başkanının gelini Zehra
Günümüzle Kıyaslayınca "Allah Bizi Affetsin" Diyorum...
Ali, Fâtıma’ya bir gün şunları söyledi: “Allah’a yemin olsun ki, su çekmekten artık göğsüm ağrımaya başladı. Babana bir savaş esiri verilmiş. Onu bize hizmetçi olarak istesen!” Bunun üzerine Fâtıma da “Allah’a yemin olsun ki, benim de değirmen taşında un öğütmekten ellerim kabardı.” dedi. Fâtıma, Resûlullah’a (sas) gittiğinde Resûlullah (sas) “Seni buraya getiren şey nedir ey biricik kızım?” diye sorunca Fâtıma, “Sana selam vermek için geldim.” dedi ve utandığından bir şey istemeden geri döndü. Ali “Ne yaptın?” diye sorunca Fâtıma, “Utandığımdan bir şey isteyemedim.” dedi. Bu sefer her ikisi birlikte Peygamber’in yanına vardılar. Ali, “Allah’a yemin olsun ki, ya Resûlullah! Su taşımaktan göğsüm ağrımaya başladı.” dedi. Fâtıma da “Benim de un öğütmekten ellerim kabardı. Allah sana bir esir nasip etti. Onu bizim hizmetimize versen!” deyince Resûlullah (sas) şunları söyledi: “Allah’a yemin olsun ki, şu Suffe ehli aç iken, onlara infak edecek bir şey bulamazken, onları bırakıp da sizlere verecek değilim. Ben o esirleri satıp ele geçeni onlara infak ediyorum.”
Sayfa 37 - Siyer Yayınları
Reklam
:D :D
Bir başka masal daha vardır Ay üstünde. Ay'ın annesinin bir gece çok işi varmış. Gökyüzünde çıkıp evreni aydınlatmak onun göreviymiş ya da sıra onunmuş. Bütün yıldızlar sıra ile evreni aydınlatırmış. Gündüz bu işi Güneş yapmış. Ay ise sıranın kendinde değil annesinde olduğunu ileri sürerek o gece evreni aydınlatmaya çıkmamış. Ay'ın annesi ise: " Kızım çık evreni benim yerime bu gece sen aydınlat, bak benim işim var, öteki kardeşlerine ekmek yapmak için hamur yoğuruyorum, ellerim unlu, hamurlu." Ay gene direnmiş, "evreni aydınlatma sırası senindir." deyip durmuş. Buna kızan annesi de hamurlu eliyle Ay'ın yüzüne tokadı yapıştırmış, Ay'ın yüzü hamurla sıvanmış. İşte geceleri Ay'da görülen bu leke, bu hamur bulaşığı imiş.
24 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.