Nisa suresi
وَلَيْسَتِ التَّوْبَةُ لِلَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ السَّيِّـَٔاتِۚ حَتّٰٓى اِذَا حَضَرَ اَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ اِنّ۪ي تُبْتُ الْـٰٔنَ وَلَا الَّذ۪ينَ يَمُوتُونَ وَهُمْ كُفَّارٌۜ اُو۬لٰٓئِكَ اَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَاباً اَل۪يماً Yoksa kabahatleri yapıp yapıp da tâ her birine ölüm gelince işte ben şimdi tevbe ettim diyen kimselere tevbe yok, kâfir
Ve şimdi, bana öyle geliyordu ki, dünyadaki herkesten daha yalnızdım. Defoe'nun yarattığı, ideal bir yalnızlığın prototipi olan Robinson Crusoe bile başka bir insanla karşılaşmayı ümit edebiliyordu. Crusoe böyle bir şeyin her an olabileceği düşüncesiyle kendini avutuyordu ve bu düşünce ona güç veriyordu.
Sayfa 161 - DO DİYEZ MİNÖR NOKTÜRNKitabı okudu
Reklam
Hep gözlerinin içine bakardım. Gülümserken toparlanan yanakları ve iyice kısılan gözleri vardı. Belki birileri için sıradan bir çift gözdü onunki ama ben yüzyıllarca bir deniz kabuğunun içinde kalmış siyah inci taneleri bulmuş gibi heyecanlanırdım her baktığında. "Sevgi böyle bir şey mi acaba?" diye sorup durdum kendime. Oysa henüz bir kıvılcımmış bu hissettiğim ve her kıvılcımın sonu yangınmış meğer...
Her insanın kendine özgü bir ruhu var. Onu başka bir ruhla karıştıramaz. İki insan birbirine yaklaşabilir, birbiriyle konuşabilir, birbirinin hemen burnunun ucunda olabilir, ama ruhları bulunduğu yere kök salmış çiçeklere benzer, hiçbiri kalkıp ötekisinin yanına gelemez, bunun için kökünü terk etmesi gerekir, böyle bir şeyi de başaramaz. Çiçekler kokularını ve tohumlarını yollar birbirine, çünkü birbiriyle konuşmaya can atar; ama bir tohumun istenilen yere ulaşması konusunda çiçeğin elinden bir şey gelmez, rüzgarın işidir bu, rüzgar da canı istedi mi bu, canı istedi mi öbür yönden eser.
Sayfa 54 - YKYKitabı okudu
Peki biz günde ne kadar zikir çekiyoruz?
Hz. Davud -Allah'ın selâmı üzerine olsun- kürsü üzerine oturmuş. Zebur okurken gözleri yerde sürünen kırmızı bir kurda ilişir ve içinden "Acaba Allah'ın bu kurdu yaratmaktan muradı ne ola ki" diye düşünür. Bunun üzerine Allah'ın izni ile dile gelen kurt O'na şöyle der. "Ey Allah'ın Resulü! Her gün gündüzleri bin kere - Subhanellahi velhamdülillâhi ve lAllahe illallahu vallâhu ekber (Allah'ı noksanlıkların her türlüsünden tenzih ederim, hamd O'na mahsustur. O'ndan başka ilah yoktur. Allah en büyüktür)" demeyi. Allah bana ilham etti. Geceleri ise yine bin kere - Ellahumme salli alâ seyyidina Muhammedinir.nebiyyil ümmiyyi ve alâ alihi ve sahbihi ve sellem (Allah'ım! Okuma-yazmasız Peygamberin olan Muhammed'e. O'nun soyundan gelenlere ve O'nun sahabilerine rahmet ve selâm ihsan eyle) dememi ilham etti. Sen zikrederken neler söylüyorsan bana da bildir de istifade edeyim. "Bu sözleri işiten Hz. Davud (A.S.) kırmızı kurdu küçümsediğine pişman olur. Allah'dan korkarak O'na tevbe eder ve dergâhına sığınır.
Sayfa 7 - Çetin Yayınevi
Dünyada iki tür insan vardır: yaşayanlar ve yaşayanları seyredip eleştirenler. Seyretmek ölümü, katılmak ise yaşamı simgeler. Yaşamak kendisi olabilmeyi ve yaşama etkin bir biçimde katılabilmeyi tanımlar.Bu, insanın kendi sorumluluğunu, bir başka deyişle, hayatına anlam katma sorumluluğunu içerir. Sorumluluğunu üstlenen kişi özgürdür. Özgür insan daha az korkar, onun için sevebilir!"
Sayfa 161Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.