Bilime bir bakış
Bilim araştırmalarındaki iki önemli felsefi yaklaşım başlarda Viyana çevresi ile ilişkili mantıkçı pozitizm ve Karl Poper'la ilişkili yanlışlamacılıktı. Viyana çevresi 1930'ların başlarında bir araya gelen tanınmış düşünürler ve bilim insanları grubundan oluşmaktaydı. Viyana Çevresi'nin projesi, bilimsel Dünya görüşünün özellikle
"Psikanaliz bir anımsama sorunudur," der. "Burada geçmiş hakkındaki tahminler gelecek hakkındaki vaatlerle dengelenir. " Bu dengeleme eyleminde hatırlıyor olmak bir gelecek planlamaktır. Geleceği çağırmak ise psikanalizin görevidir. Dolayısıyla burada aslolan psikanaliz mi edebiyat mı, yoksa psikanaliz ve edebiyat mı, sorusu değildir. Daha ziyade, gerek aşın çe­şitliliği içinde edebiyatın, gerekse tüm adanmış ve sadık tekrarlarıyla psikanalizin sunduğu öz-oluş(um)un sınırlamaları nelerdir, sorusudur.
Sayfa 253
Reklam
214 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Celâl mi, halk mı? Kim "Yaban"?
Yakın zamanda Yaşar Kemal'in bir videosunu izlemiş ve onun okuyuculara "Yaban"ı tavsiye ettiğini görmüştüm. Okurken zevk aldığım bir yazarın tavsiyesinin de muhakkak ciddiye alınması gerekiyordu. Nihayet kitaba kavuşunca başladım geçmişe bir yolculuğa... Yaban, edebiyatımızın köy ve köylüyü konu edinen ilk eserlerinden bir tanesi.
Yaban
YabanYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 202144,9bin okunma
352 syf.
8/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Ruhun Aşkla Solan Çiçekleri - Spoiler içerir!
Honore de Balzac
Honore de Balzac
, Fransız edebiyatının tüm inceliklerini gözler önüne seren bir mihenk taşıdır adeta. O sadece yazmakla yetinen bir yazar değildir. Maddi ve manevi olana dokunmayı, aşkın esir aldığı ruhların yüceliğini gözler önüne sermeyi çok sever ve bu konuda oldukça başarılıdır. Sözleri her zaman beni derinden etkileyen, genç yaşımda hayatıma ışık tutan
Vadideki Zambak
Vadideki ZambakHonore de Balzac · Koridor Yayıncılık · 202243bin okunma
"Olmak ya da olmamak" Hamlet için ne kadar vazgeçilmezse, duruma tam olarak uyan bir tarzda hareket ederek veya etmeyerek kendilerini şaşırtan bu profesyonel insanlar da bir şeyin -adını koyalım, duygusal çevrenin- işte o kadar kopmaz bir parçasıdır. Burada ima edilen imge iyi uyum imgesidir, itaatkar olmayan bir duygusal ayardır. "Olmak ya da olmamak" Winnicott'ın Hamlet oyunu hakkındaki yorumlarıyla uyuşabilir, fakat karakter Hamlet -özellikle de bu meşhur tiradında- kendi dünyasıyla köklü bir çatışma içindedir; hatta duruma uyan bir şekilde hareket etme ya da etmeme yolunu bulamaz. Bir kez daha Hamlet görünüşte açık olan ama çok geçmeden esrarengiz bir hale bürünen bir şeyi söylemek için kullanılır. Bu bağlamda Winnicott'ın bu örneği seçmiş olması tuhaftır, zira Shakespeare'de yerli yerine oturan birçok konuşma vardır. Hamlet'in tiradı, diğer şeylerin yanında, yaşamanın mı yokı;a ölmenin mi daha iyi olduğu sorusuyla ilgilidir ve Hamlet'in hayatta kalmak için bulduğu nedenler pek iç açıcı değildir. Hamlet tekinsiz bir tutarlılıkla İngiliz psikanalizinde hakikat ve bilgi sorunlarını daha da karmaşıklaştırmak için tekrar tekrar sahneye çıkar.
Sayfa 96
Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol?
Batı Avrupa ülkelerinde gerek dinle ilgili tutumları yüzünden, gerekse mes­leki yerleri gereği olarak geçmişi bir kaç yüzyıl geri­lere uzanan muhafazakâr, liberal, sosyalist, komü­nist aileler vardır. Türkiye bu bakımdan Yunanistan kadar bile belirgin çizgilere sahip değildir. Yani Tür­kiye'de herhangi bir sosyalistin yeri bir toplumsal sı­nıf içinde bulunamayacağı gibi aile içinde de buluna­mayacaktır. Sosyalistler din ve mezhep farklarına, etnik özelliklere yaslanma zorunluluğunu kendi mevcudiyetlerine tek dayanak yapabilmektedirler. Bunun vardığı sonuç da marksizmin dayandığı te­mellerin görmezlikten gelinerek, insanların karşısı­na sosyalist maskeli birçok taassubun çıkmasıdır.
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.