Doğru mu?
Vediha: Yirmi yıl önce gelin olarak girdiğim şu ailedeki kavgaları yatıştırmak, kusurları gizlemek, çatlakları onarmak için onca çabama karşın, bütün eksikliklerden ve mutsuzluklardan yalnızca benim suçlanmam doğru mu? Samiha ile Ferhat'ın aralarını bulmak için bu kadar uğraştıktan, "Sakın evini, kocanı bırakma Samiha" diye ona bu
Çok mutluydu kadın. Dünyanın nasıl bir yer olduğu konusunda hiçbir fikri yoktu. Sadece iyi düşünen, güzel bakan çocuksu bir yanı vardı. Yirmi yaşına kadar her şeyden bihaber olarak yaşadı. içinde hep saf duygular besliyor, dışarıda çocukların oyunlarına katılıyor ve hep şarkılar söyleyerek dans ediyordu. Sonra... Sonra aşık oldu kadın. Saftı, bihaberdi olacaklardan. Kalbi gibi temiz sevdi. Heyecanlıydı. Daha da çocuk oldu sevilince. Haberi yoktu; sevgisiyle sınanacaktı. Ve bir gün yitirdi tüm çocuksu duygularını. Büyüdü kadın. Kendinde olmayan duyguları keşfetmeye başladı. Özlem yerini öfkeye, aşk yerini nefrete, heyecan yerini kırık bir kalbe bıraktı. Işıl Işıl gözlerinde tahammülsüzlüğün soğuk karanlığı vardı artık. Bu değildi o, buna dönüştürüldü. Midesinde uçuşan kelebekler bir anda dikenli tel örgülere dönüştü. Öyle ya aslında hiçbirimiz mutsuz değiliz, hepimiz sadece sevdiklerimizin ittikleriyiz karanlığa. O kız çocuğu artık kadın oldu, kendisinden çalınan duygularıyla. Afalladı. Daha önce güçlü olmaya hiç ihtiyaç duymamıştı. Savunmasızlık ne demek, kandırılmak ne demek, kalp ve hayal kırıklığı, güvensizlik ne demek bilmiyordu. Hazır da değildi o yüzden. Büyüdü kadın ama kendi değildi artık. Arayacak arayacak ama bir daha kendine hiç rastlamayacaktı...
Reklam
Elimde olsa tüm sayfalarını alıntı olarak paylaşacağım kitap... Hayata bakışımı çok etkiledi. Gerçekten abartmıyorum her cümlesi çok anlamlıydı. Kısa olmasına bakmayın anlayarak okumak fazlasıyla vakit alıyor. Her bölüm her sayfa üzerine düşünmek gerekiyor kitabın tadı ancak bu şekilde çıkar. Baş ucu kitabı diyebilirim. İyi ki almışım. düşüncelerini ve hayata bakışını geliştirmek isteyen herkese önerim. Keyifli okumalar...
Zalime Destek Olma
Diyarbakır’da gençler, katil israil destekçisi bir firmayı protesto ettiler. Dünyanın her yerinde yapıldığı gibi içeri girip slogan attılar. Kimseye bir şey demediler. Kimseyi dövmediler. Ortalığı da dağıtmadılar. Bu kadar katliama rağmen hala desteklerine devam eden bu firmalara karşı gayet medenice tepkilerini ortaya koydular. Her gün
Eve Özlem
Nasreddin Hoca’nın fıkralarını, dimağına fikir inmeyen çağlarda okuyan gençler, çoğunu anlayamaz ve bazılarında da hayret içinde kalır. Hoca’nın dokuz onlu yaşlarda dinlediğim bir latifesi vardı. Zihnimde defalarca tasarlamış ve o latifeyi bir türlü anlayamamıştım. Müteselsilen dört beş ayda bir aklıma gelen bu fıkrayı anlamam, uzun zaman aldı.
"O kadar uzaklaştım ki herkesten, Dönmeye ne gönlüm var, Ne gücüm... Kiminden yorulup, ben kendim gittim, Kimi yorarak beni kendi itti...
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.