68 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Altıncı Koğuş (Spoiler)
Pe-ka-la... Bu tuhaftı, hem de oldukça. Zihnimdeki bazı kavramların sınırlarının silikleştiğini hissediyorum. Birbirleri içinde kayıp gidiyorlar. Beklenmedik bir son! Hala sindirmiş değilim. Kitap kabaca "delilik" dediğimiz kavramı irdeletiyor. Kime göre veya nasıl oluştuğu ile ilgili değil. Sadece kelimenin anlamı üstünde duruyor:
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202270,9bin okunma
325 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 günde okudu
ᴏ̈ɢ̆ʀᴇɴᴍᴇᴋ ᴛᴜʜᴀғ ʙɪʀ ᴏʟᴀʏ: ɴᴇ ᴋᴀᴅᴀʀ ᴅᴇʀɪɴʟᴇʀᴇ ɢɪᴅᴇʀsᴇᴍ, ᴠᴀʀ ᴏʟᴅᴜɢ̆ᴜɴᴜ ʙɪʟᴇ ʙɪʟᴍᴇᴅɪɢ̆ɪᴍ şᴇʏʟᴇʀʟᴇ ᴋᴀʀşıʟᴀşıʏᴏʀᴜᴍ. "Algernon'a Çiçekler" gerçekten çok uzun bir zamandır okumayı düşündüğüm, hakkında bir fikrim olmamasına rağmen ilgimi hep çekmiş ve sonunda okumayı başardığım bir kitap oldu. Kitap genel anlamda kısa kısa
Algernon'a Çiçekler
Algernon'a ÇiçeklerDaniel Keyes · Koridor Yayıncılık · 201585 okunma
Reklam
Neyi anlatsam, onu kaybediyorum. Hemen bir örnek verebilirim-bunu anlatayım bari: Dünyanın her yerinde hırsızlık vardır. Hırsız olmayansa pek azdır. Doğrusu ben görmedim. Herkes kadar gözüm vardı-ki bunu alçakgönüllülüğümden söylüyorum. Ne desem,hani olur ya günün birinde, deniz kıyısında kayalık bir yere gitmişsinizdir; elinizde bir şarap şişesi vardır; ayaklarınız çıplaktır; dalgaları seyretmişsinizdir. Ya da öyle bir şey hayal etmişsinizdir-pek farkı yok nasıl olsa… Boş bulunup birine anlatırsınız- ki başka türlü bir şey anlatılmaz- en geç iki üç gün sonra “Gel!” der, “sana bir sürprizim var.” Hâlâ alık alık bakarsınız, ve ayıptır söylemesi, bu yaşa gelmişsinizdir, hâlâ bir şeyler bekler, sürpriz bir şey olacak sanarsınız. (Tüm sürprizlerin!.. Sizden çalınanlarla gerçekleştiğini ve yeni bir şey gibi sunulduğunu unutup-size de müstehaktır ya, neyse…) Sizi, sizin kayalığınızdan daha alçak bir kayalığa götürür; elinize daha aşağılık bir şarap verir, ve “Hadi,” der, “hadi, mutlu ol.”
"İnsan denilen yaratığın zihninde yer etmiş olan; kendi renginin, kendi inancının ve siyasetinin en doğrusu, en iyisi olduğuna ve dünyanın dört bir yanına dağılmış diğer tüm insanların kendisinden daha talihsiz konumlara sahip olduğuna inanmasını sağlayan o yaygın dar görüşlülük Ruth' da da vardı.Eski çağlarda kadın olarak yaratılmadıkları için Yahudilerin Tanrı'larına şükretmesini sağlayan, modern dönemdeyse başka tanrıların yerine yeni bir tanrı koymak için misyonerleri dünyanın en ücra köşelerine gönderen şey, işte bu dar görüşlülüktü."
sevmek dedikleri
derler ki insan hayatta ilk nasıl sevildiyse öyle sever. bütün ikilem de bununla başlar zaten. daha doğrusu doğumla. ilk sevginin eşi benzeri yoktur,insanın içine işlemiştir ve yinelenemez. salt duygusallıktan ve belki de aynı zamanda tembellikten çoğu insan ömrü boyunca o ilk sevgiye özlem duyar. ama bu durumda ileriye değil de geriye yönelirler ve sonunda, en iyi olasılıkla,partnerleriyle karşılıklı gereksinimlerini gidermeye yönelik bir ilişkinin içinde bulurlar kendilerini. tabii bunun da sevgiyle hiç ilgisi yoktur çünkü yetişkin partnerler çaresiz değildir ve kendilerine bakıldığı için hissettikleri güven gerilemedir. "amour fou" (delicesine tutkulu aşk) denen diğer tür de aynı kapıya çıkar. aşık,kendi dürtülerine teslim olur ama bu dürtüler karşısındakine yöneltilmemiştir ve yıkıcıdır çünkü yöneltilmemiş dürtüler ölümü arzu eder. kendi hataları yüzünden arzusunu yitirme kaygısıyla,arzunun sonlanması için ölümü yeğler. yazgıda olan ölümü de kendi eylemi olarak,bedenine karşı intihar ya da ruhuna karşım isteksizlik olarak, gerçekleştirmeyi tercih eder. genelde insan kendini öldürmek zorunda kalmamak için arzunun geçmesini bekler. ya da evlenir.
Bir akşam, bekleme salonum neredeyse boşalmışken, benimle konuşmak üzere bir rahip girdi içeriye. Bu rahibi tanımıyordum, neredeyse kapıya koyacaktım. Papazları sevmezdim, kendimce haklı nedenlerim de vardı, özellikle San Tapeta limanında bana atılan kazıktan beri. Ancak bu seferkiyle, ne kadar hatırlamaya çalışırsam çalışayım, hani ona adam gibi
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.