Seçuklu sultanı Rükneddin,Mevlana'ya beş kese altın gönderip almasını arzu etti.Talebelerinden Mecdüddin, Mevlana'ya altınları arz edince; "Beni hakikaten seviyorsanız, bu altınları dışarıdaki çamurun içine atın!" buyurdu. Talebeleri bu emri derhal yerine getirdiler. Dünyaya kıymet veren bazı kimseler, bu altınları almak için çamurun içinde aramaya başladılar. Fakat üstleri, başları, yüzleri çamurdan görünmez hâle geldi. Mevlânâ, talebelerine, onların bu vaziyetlerini göstererek; "Bu altınlar, şu gördüğünüz dünya ehlinin üstünü başını batırdığı gibi, âhiret ehli olanların da kalbini kirletir. Çeşitli günahlara sevk edip ibadetlerden alıkoyar. Bu sözlerimi yanlış anlamayınız.Dünya için çalışmayınız demiyorum. Dünya malının muhabbetini kalbinize koymayınız diyorum. Hiç ölmeyecek gibi dünyaya,yarın ölecekmiş gibi ahirete çalışmak lazım geldiğini herkes bilir.Burada dikkat edilecek nokta; hırs ve tama yapmadan kanaat üzere bulunmaktır. Dünyada ahiret saadeti için çalışmalı,kazanmalı,niyeti düzeltmelidir. Çünkü İslamiyet, insanlara faydalı olmayı emreder. En büyük saadet, en büyük sermaye, helalinden kazanıp, hayır ve hasenat yaparak ahirete göndermektir. Buna rağmen asıl sermaye, mal,mülk,para sahibi olmak değil, ilim,amel,ihlas ve güzel ahlak sahibi olmaktır." buyurdu.
Sayfa 104Kitabı okudu
Toplumun en büyük haksızlığa uğramış tarihî şahsiyetlerinden biri, II. Abdülhamid’dir. Kendisinden önceki devirlerin ağır yükünü omuzlarında taşıyan, en güvenebileceği adamların ihanetine uğrayan ve dağılmak üzere olan içi dışı düşman dolu bir imparatorluğu 33 yıl sırf zekâ ve hamiyeti ile ayakta tutan bu büyük padişahı katil, kanlı, müstebit,
Reklam
Fe eyne tezhebun.(Nereye bu gidiş?)
Azami bir hafta sürecek bir tatil için üç beş valiz dolusu eşya hazırlayıp , seyahate çıkacağı aracın bütün bakımlarını eksiksiz yaptıran; bir müddet su kesintisi olacak dendiğinde hazırda kova kova su bekletip , hava parçalı bulutlu dense bile dışarıya şemsiyesiz dışarıya adımını atmayan, taş çatlasa yüz sene kalıp göçeceği bu dünya için hiç ölmeyecek gibi çalışıp; sonsuz bir ahiret için en ufak bir hazırlık yapmayan biz Adem oğulları sahi bu gidiş nereye böyle?
111 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
ÜZÜNTÜLERİNDEN DAHA DEĞERLİ OLDUĞU İÇİN İNTİHAR EDEN ADAM
Albert Caraco uzun zamandır dikkatimi çeken bir yazardı. Basılı okuduklarımla birlikte telefondan da okuduğum bazı kitaplar var. Sayfa sayısı 32 olunca, hemen e-kitap olarak başladım. İyi ki de okumuşum. Yazarda hissettiğim en kuvvetli duygu yabancılaşmaydı. Hüznünde dahi, sanki bir başkasından bahseder bir sakinlik ve kayıtsızlık vardı. Misal,
Post Mortem
Post MortemAlbert Caraco · Versus Kitap Yayınları · 2008640 okunma
Gelecek zamanı tahmin edemesek de: en azından nasıl bir gelecek istediğimizi düşleme hakkımız var. Bugün insanlığın büyük çoğunluğunun görme, dinleme ve susma hakkından başka hakkı yok. Asla açıklanmayan düş kurma hakkımızı kullansak nasıl olur acaba? Bir anlığına çıldırsak nasıl olur? Hadi o zaman, bakışlanmızı bugünün alçaklıklannın ötesine
Sayfa 306
Nerde o günler...
İnsanın insan olduğu,  sevgi ve merhametin vücut bulduğu,  doğrunun ve güzelin konuşulduğu,  dostun ve dostluğun bulunduğu  hakikatin özünde olduğumuz günler nerde?     Oysa şimdi herşey menfaat ilişkisi üzerine kurulu. Insanlığın sadece gerek duyulduğu yerde kullanıldığı bir zaman diliminin içine düştük. Ne eş ne dost ne akraba ne arkadaş..  Hiç
Reklam
74 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.