Büyük şüphlerim var çünkü kendime güvenemiyorum.
Şiddetli korkularım var çünkü dünyaya inanamıyorum.
Taşabiliyorum çünkü bu kadar yarayla sınırlarda kalamıyorum.
Donakalıyorum çünkü akan hayata uyamıyorum.
Etrafındakilere uyamıyorum. İstiyorum ki herkes bana uysun... Şüphesiz tahakkuku imkansız bir şey... Fakat bu böyle... Bazen en çok sevdiğimin ben de nefret uyandırdığı vaki oluyor. Kimseye emniyet edemiyorum. Hakikatten ben bu dünyanın adamı değilim... Herkesin paraya, maddiyata ehemmiyet verdiği, menfaatini gözettiği bir zamanda ben içimde nihayetsiz bir sevgi duyuyorum ve seviyorum; fedakarlıktan çekinmiyorum, beni aptallıkla itham edenler oluyor... Fakat ben asla aldırış etmiyorum. Bu dünyadan, bu dünya insanlarından bazen o kadar nefret ediyorum ki çıkıp gitmek için bir kapı arıyorum ve emin ol ki aradığım kapıyı bulduğum gün asla tereddüt etmeden o kapıyı açıp gideceğim, başka âlemlere, başka insanların yanına, herhalde bu dünyaya hiç benzemeyen bir dünyaya.
" Kimse suçlu değil. Hepsini kendim hazırladım. Kimse sorumlu değil. Nedeni: Bu dünyaya uyamıyorum." şeklinde bir mektup bırakıp siyanür dö potasyum alarak intihar eder.( Can İREN)