Bütün kadınların, bütün erkeklerin ve bütün çocukların hikayelerini yazmış aslında. Roman nasıl yazılır konusunu tartışırken hepimizin hayat öyküsü üzerine kurgulamış. Ve hayatin ta kendisi gibi, doğal bir şekilde her şeyi ayrıntısı ile bilmemiş ve yazmamış. Çünkü her birimiz her olayın her ayrıntısını bilemeyiz. Ve olması gerektiği gibi boşlukları doldurma işini okuyucuya bırakmış. Bu yüzden de kitabı okuyucuya ithaf etmiş. Çünkü bir yerde de okuduğumuz kadar anlar ve yasarız okuyucu olarak. Hayatı okuyucuya dikte etmek yerine, okuyucunun potansiyeli doğrultusunda boşlukları doldurmasını beklerken aynı zamanda romanın görevinin her seyi bütün ayrıntısı ile bir gazeteci gibi anlatmak olmadığını ifade etmiş. Keyifle okudum. Söyleyecek çok şey var ama sıkıcı olmak istemem. Keyifli okumalar.